فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا |
ARAPÇA LATİN |
Fel mûriyâti kadhâ(kadhan). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür. |
|
DİYANET VAKFI |
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür. |
|
ELMALILI SADE |
(tırnaklarını) çakarak ateşler saçanlara, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(1-2) Andolsun o hızlı hızlı koşanlara. Sonra o çarparak ateş saçanlara. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Andolsun kıvılcımlar saçanlara, |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Tırnaklarıyle bastıkça taştan kıvılcım saçanlara. |
|
İBN-İ KESİR |
Ve kıvılcımlar saçanlara, |
|
TEFHİMÜL KURAN |
(Tırnaklarıyla) Ateş saçanlara, |
|
BEKİR SADAK |
And olsun kivilcimlar sacanlara; |
|
CELAL YILDIRIM |
Koşarken kıvılcım saçanlara, |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
o (tırnaklarıyle) çakarak ateş çıkaran (on) lara, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
O tırnaklarıyla ateş çakanlara, |
|
ALİ BULAÇ |
(Tırnaklarıyla) Ateş saçanlara, |
|