وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve min şerri gâsikın izâ vekab(vekabe). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(1-5) De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.” |
|
DİYANET VAKFI |
(1-5) De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım! |
|
ELMALILI SADE |
Karanlığı çöküp bastırdığında bir gecenin şerrinden, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(2-3) «Yaratmış olduğu şeylerin şerrinden. Ve gecenin şerrinden, zulmeti çöküp ortalığı kapladığı zaman.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Çöküp etrafı kapladığı zaman karanlığın şerrinden. |
|
İBN-İ KESİR |
Bastırdığı zaman, karanlığın şerrinden, |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, |
|
BEKİR SADAK |
(1-5) De ki: «Yaratiklarin serrinden, bastirdigi zaman karanligin serrinden, dugumlere nefes eden buyuculerin serrinden, hased ettigi zaman hasedcilerin serrinden, tan yerini agartan Rabbe siginirim."* |
|
CELAL YILDIRIM |
(1-2-3-4-5) De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığıyla ortalığa çöken gecenin şerrinden, düğümlere üfleyen falcı ve büyücülerin şerrinden, hased ettiğinde hasedçi-nin şerrinden, karanlığı ayırıp sabahın aydınlığını çıkaran Rabba sığınırım. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
karanlığı çöküb basdığı zaman gecenin şerrinden, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Karanlığı girib çöktüğü zaman, gecenin (içinde işlenib çoğalan) şerrinden, |
|
ALİ BULAÇ |
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, |
|