وَمَا كُنْتُمْ تَسْتَتِرُونَ أَنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وَلَا أَبْصَارُكُمْ وَلَا جُلُودُكُمْ وَلَٰكِنْ ظَنَنْتُمْ أَنَّ اللَّهَ لَا يَعْلَمُ كَثِيرًا مِمَّا تَعْمَلُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve mâ kuntum testetirûne en yeşhede aleykum sem’ukum ve lâ ebsârukum ve lâ culûdukum ve lâkin zanentum ennellâhe lâ ya’lemu kesîren mimmâ ta’melûn(ta’melûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
“Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şâhitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Lâkin, yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz.” |
|
DİYANET VAKFI |
Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah´ın bilmeyeceğini sanıyordunuz. |
|
ELMALILI SADE |
İlkin kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinize şahitlik edeceğinden sakınmazdınız, fakat Allah ´ın yaptıklarınızdan birçoğunu bilmeyeceğini zannetmiştiniz. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve sizin aleyhinize ne kulaklarınızın ve ne gözlerinizin ve ne de derilerinizin şehâdet etmesinden saklanır olmadınız. Velâkin zannetmiş idiniz ki, şüphe yok Allah, sizin yaptıklarınızdan birçoğunu bilmez. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şahidlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah´ın bilemeyeceğini sanıyordunuz. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve siz, kulaklarınızın, gözlerinizin, derilerinizin, aleyhinizde tanıklık edeceklerini ummuyor, onlardan hiçbir şeyinizi gizlemiyordunuz ve hattâ sanıyordunuz ki yaptıklarınızın çoğunu Allah bile, şüphe yok ki bilmez. |
|
İBN-İ KESİR |
Gözleriniz, kulaklarınız ve derileriniz aleyhinize şahidlik eder diye sakınmadınız. Aksine yapmakta olduklarınızın bir çoğunu Allah´ın bilmediğini sanıyordunuz. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
«Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinizde şahitlik eder diye sakınıp korunmuyordunuz. Aksine, yapmakta olduklarınızın birçoğunu Allah´ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.» |
|
BEKİR SADAK |
Siz, gozleriniz, kulaklariniz ve derilerinizin aleyhinize sahidlik edeceginden korkarak kotu is islemekten cekinmiyordunuz. Hayir; Allah´in, yaptiklarinizin cogunu bilmedigini saniyordunuz. |
|
CELAL YILDIRIM |
Siz, kulağınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinize şâhidlik ederler diye hiç de sakınıp gizlenmiyordunuz. Bilâkis yaptıklarınızın çoğunu Allah bilmez sanıyordunuz. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Siz, ne kulaklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz kendi aleyhinize şâhidlik eder diye (düşünüb) sakınmadınız. Bil´akis Allah yapmakda olduklarınızın bir çoğunu bilmez sandınız». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Kulaklarınız, gözleriniz ve derileriniz aleyhinize şahidlik eder diye sakınmamıştınız ve muhakkak zannetmiştiniz ki, Allah, yaptıklarınızdan bir çoğunu bilmez. |
|
ALİ BULAÇ |
"Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinize şahitlik eder diye sakınmıyordunuz. Aksine, yaptıklarınızın birçoğunu Allah´ın bilmeyeceğini sanıyordunuz." |
|