عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌ |
ARAPÇA LATİN |
Âmiletun nâsıbeh(nâsıbetun). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Çalışmış, (boşa) yorulmuşlardır. |
|
DİYANET VAKFI |
(2-7) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir. |
|
ELMALILI SADE |
Çalışmış, fakat boşuna yorulmuştur. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(3-4) Çalışmış, yorgun kalmıştır. Son derece sıcak bir ateşe girecektir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Zor işler altında bitkin düşmüştür. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Çalışıp çabalarlar, zahmete girip yorulurlar. |
|
İBN-İ KESİR |
Zor işler altında bitkin düşmüştür. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Çalışmış, boşuna yorulmuştur. |
|
BEKİR SADAK |
Zor isler altinda bitkin dusmustur. |
|
CELAL YILDIRIM |
Çalışıp didinmiş, boşuna yorulup bitkin düşmüştür. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Yorucu işler yapandır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Çalışmış, fakat boşuna yorulmuştur. |
|
ALİ BULAÇ |
Çalışmış, boşuna yorulmuştur. |
|