وَنُفِخَ فِي الصُّورِ ۚ ذَٰلِكَ يَوْمُ الْوَعِيدِ |
ARAPÇA LATİN |
Ve nufiha fîs sûr(sûri), zâlike yevmul vaîdi. |
|
DİYANET İŞLERİ |
(İnsanlar öldükten sonra tekrar dirilmeleri için) Sûr’a üfürülecek. İşte bu, tehdidin gerçekleşeceği gündür. |
|
DİYANET VAKFI |
Sûr´a üfürülür; işte bu, geleceği vâdedilen gündür. |
|
ELMALILI SADE |
Ve Sur üfürüldüğünde ki, işte o tehdit günüdür. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve Sûr´a da üfürülmüştür. İşte bu, tehdid günüdür. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Sur´a üfürülür. İşte bu geleceği söz verilen gündür. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve üfürülür sûr´a, işte bu gündür azap günü. |
|
İBN-İ KESİR |
Sur´a üfürülmüştür. İşte bu; geleceği vaadedilen gündür. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Sur´a da üfürülmüştür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür. |
|
BEKİR SADAK |
Sura ufurulur. Iste bu gelecegi soz verilen gundur. |
|
CELAL YILDIRIM |
Sûr´a üfürülecek. Bu, va´dedilen gündür. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Suur´a da üfürülmüşdür. İşte bu, tehdîdin (tehakkuk etmiş) günüdür. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(İnsanlar öldükten sonra dirilmeleri için) Sûr’a da üfürülmüş olacaktır. İşte bu vakit, azap günüdür. |
|
ALİ BULAÇ |
Sur´a da üfürülmüştür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür. |
|