تَنْزِعُ النَّاسَ كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ مُنْقَعِرٍ |
ARAPÇA LATİN |
Tenziun nâse ke ennehum a’câzu nahlin munkair(munkairin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
İnsanları köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu. |
|
DİYANET VAKFI |
O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu. |
|
ELMALILI SADE |
İnsanları, kökünden devrilen hurma kütükleri gibi yoluyordu. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(19-20) Şüphe yok ki, Biz onların üzerine uğursuz, devamlı bir günde bir soğuk rüzgar gönderdik. İnsanları koparıyordu. Onlar, sanki dibinden kopmuş hurma kütükleri imişler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bu kasırga insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi havaya kaldırıp savuruyordu. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Onları kökünden koparmadaydı, sanki köklerinden kopup baş aşağı devrilen hurma kütükleriydi onlar. |
|
İBN-İ KESİR |
İnsanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi koparıp yere seriyordu. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
İnsanları söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden sökülüp kopmuş hurma kütükleriymiş gibi. |
|
BEKİR SADAK |
(19-20) Nitekim uzerlerine, insanlari, sokulmus hurma kutugu gibi kopararak yere seren, dondurucu bir ruzgari ugursuzlugu devam eden bir gunde gonderdik. |
|
CELAL YILDIRIM |
(20-21) İnsanları bulundukları yerden söküp atıyordu da her biri sanki kökünden devrilen birer hurma kütüğüne benziyordu. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (bir görün) ?. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Öyle bir fırtına ki) insanları, sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imiş gibi, ta temelinden kopar (ıb helake uğrat) ıyordu. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Öyle ki, insanları, kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi söküb atıyordu. |
|
ALİ BULAÇ |
İnsanları söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden sökülüp-kopmuş hurma kütükleriymiş gibi. |
|