فَنَادَوْا صَاحِبَهُمْ فَتَعَاطَىٰ فَعَقَرَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe nâdev sâhıbehum fe teâtâ fe akar(akare). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Derken, (kavmin en azgını olan) arkadaşlarını çağırdılar. O da işe koyuldu ve deveyi kesti. |
|
DİYANET VAKFI |
Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür´et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti. |
|
ELMALILI SADE |
Bunun üzerine arkadaşlarına bağırdılar, o da silaha sarıldı ve ayaklarını çırptı (biçti). |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(28-29) Ve onlara haber ver ki, «Muhakkak su, onların aralarında taksimlidir. Her bir içiş için (nöbetinde sahibi) hazır bulunmuş olacaktır.» Artık arkadaşlarını çağırdılar. O da alacağını aldı da (deveyi) sihirleyip öldürdü. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ama onlar bir arkadaşlarını çağırdılar. O da kılıcını çekerek hayvanı cansız yere serdi. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Derken arkadaşlarına seslendiler, derken kılıcını çekti de devenin ayaklarını kesti, öldürdü. |
|
İBN-İ KESİR |
Arkadaşlarını çağırdılar, o da sarılarak onu kesti. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp ´hayvanı ayağından biçip yere devirdi.´ |
|
BEKİR SADAK |
Ama bir arkadaslarini cagirdilar, o da kilicini alarak deveyi kesti. |
|
CELAL YILDIRIM |
Bu uyarıya rağmen (bir azgın gözü dönmüşe) arkadaşları seslendiler ; o da silahını kullanarak deveyi düşürüp kesti! |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Binnetîce, arkadaşlarını çağırdılar. O da (kılıca) sarılarak (deveyi) kesdi. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Salih Peygamberin kavmi bir müddet nöbetleşe bu emre uyduktan sonra), nihayet (Kudar İbni Salif adındaki) arkadaşlarını çağırdılar. O da kılıca sarılarak deveyi kesti. |
|
ALİ BULAÇ |
Derken arkadaşlarını çağırdılar, o da bıçağını kapıp ´hayvanı ayağından biçip yere devirdi.´ |
|