وَلَقَدْ جَاءَهُمْ مِنَ الْأَنْبَاءِ مَا فِيهِ مُزْدَجَرٌ |
ARAPÇA LATİN |
Ve lekad câehum minel enbâi mâ fihî muzdecer(muzdecerun). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Andolsun, onlara içinde caydırıcı tehditlerin bulunduğu haberler geldi. |
|
DİYANET VAKFI |
Andolsun onlara, kötülükten önleyecek nice önemli haberler gelmiştir. |
|
ELMALILI SADE |
Andolsun ki, onlara kötülüklerden vazgeçirici haberleri de içeren kıssalar geldi! |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Andolsun ki, onlara haberlerden öylesi gelmiştir ki, onda sakındıracak öğüt vardır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlara bu tutumlarından vazgeçmelerini sağlayacak haberler geldi. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve andolsun, öyle haberler geldi onlara ki o haberlerde onları vazgeçirecek, onlara öğüt verecek şeyler vardı. |
|
İBN-İ KESİR |
Andolsun ki; onlara vazgeçirecek nice önemli haberler gelmiştir. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi. |
|
BEKİR SADAK |
And olsun ki, onlari bu hallerinden vazgecirecek nice haberler gelmistir. |
|
CELAL YILDIRIM |
And olsun ki, onlara öyle haberler geldi ki içinde onları (tutumlarından) vazgeçirecek olanı da vardı. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Andolsun ki onlara (kendilerini küfür ve inâddan şiddetle) vaz geçirecek nice mühim haberler gelmişdir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
And olsun, onlara (ibret alıncak) kıssalardan öyleleri de geldi ki, onlarda inkârdan alıkoyacak haberler var; |
|
ALİ BULAÇ |
Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi. |
|