بَلِ السَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَالسَّاعَةُ أَدْهَىٰ وَأَمَرُّ |
ARAPÇA LATİN |
Belis sâatu mev’ıduhum ves sâ’atu edhâ ve emerr(emerru). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Hayır, kıyamet, onların (görecekleri asıl azabın) vaktidir. Kıyamet (azabı) ise daha müthiş ve daha acıdır. |
|
DİYANET VAKFI |
Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır. |
|
ELMALILI SADE |
Daha doğrusu onların asıl buluşma zamanları kıyamettir. Kıyamet ise daha acı ve daha bela ve beterdir. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(46-47) Hayır. Onların asıl mev´idleri Kıyamettir. O Kıyamet ise daha dehşetlidir ve daha acıdır. Şüphe yok ki günahkârlar, bir sapıklık ve çılgın ateşler içindedirler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Asıl azaba kıyamet günü çarpılacaklardır. Kıyamet günü onlar için daha feci ve daha acıdır. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Onlara vaadedilen azâbın mukadder zamânı kıyâmettir ve kıyâmetin azâbı, daha da zararlıdır ve daha da acı. |
|
İBN-İ KESİR |
Daha doğrusu onlara vaadolunan asıl saattir. O saat ne belalı, ne acıdır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Daha doğrusu onlara va´dedilen (asıl azab) kıyamet saatidir. O, kıyamet saati, ´kurtuluşu olmayan daha korkunç bir bela´ ve daha acıdır. |
|
BEKİR SADAK |
Kiyamet onlarin azap ile vadedildikleri gundur. O ne korkunc, ne aci bir gundur! |
|
CELAL YILDIRIM |
Hayır, onlara va´dolunan gün Kıyâmet´tir. Kıyamet gününün (azabı) daha korkunç ve daha acıdır. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Daha doğrusu onlara va´d olunan asıl (azabın) vakti, o sâatdir. O saat (in azâbı) daha belâlı, daha acıdır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Daha doğrusu onların asıl azab vakti, kıyamettedir. O vaktin azabı daha müdhiş, daha acıdır. |
|
ALİ BULAÇ |
Daha doğrusu onlara va´dedilen (asıl azap) (kıyamet) saatidir. O saat, ´kurtuluş olmayan daha korkunç bir bela´ ve daha acıdır. |
|