وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ آيَاتُنَا وَلَّىٰ مُسْتَكْبِرًا كَأَنْ لَمْ يَسْمَعْهَا كَأَنَّ فِي أُذُنَيْهِ وَقْرًا ۖ فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ |
ARAPÇA LATİN |
Ve izâ tutlâ aleyhi âyâtunâ vellâ mustekbiren ke en lem yesma’hâ ke enne fî uzuneyhi vakrâ(vakran), fe beşşirhu bi azâbin elîm(elîmin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman; onları hiç işitmemiş gibi, kulağında bir ağırlık var da büyüklenerek arkasını döner. Ona, elem dolu bir azabı müjdele. |
|
DİYANET VAKFI |
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, sanki bunları işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir. Sen de ona acıklı bir azabın müjdesini ver! |
|
ELMALILI SADE |
Karşısında ayetlerimiz okunduğu zaman da sanki onları işitmemiş, sanki kulaklarında bir ağırlık varmış gibi kibirlenerek ensesini döner. Sen de onu acı bir azap ile müjdele! |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve ona karşı âyetlerimiz okunduğu vakit, sanki onu işitmemiş, sanki iki kulağında bir sağırlık varmış gibi böbürlenerek ensesini döner. Artık onu pek acıklı bir azap ile müjdele. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ayetlerimiz o sapık kimseye okunduğu zaman sanki onları hiç işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklenerek sırt çevirir. İşte onu can yakıcı azapla müjdele! |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ona âyetlerimiz okununca başını çevirir; sanki duymaz onu, sanki iki kulağında da ağırlık var; artık müjdele onu elemli bir azapla. |
|
İBN-İ KESİR |
Ayetlerimiz ona okunduğu zaman; kulaklarında ağırlık var da işitmiyormuş gibi büyüklük taslayarak sırt çevirir. İşte ona çok acıklı bir azabı müjdele. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ona ayetlerimiz okunduğunda, sanki onları işitmiyormuş ve kulaklarında bir ağırlık varmış gibi, büyüklük taslayarak (müstekbirce) sırtını çevirir. Artık sen ona acıklı bir azap ile müjde ver. |
|
BEKİR SADAK |
Ayetlerimiz sapik kimseye okundugu zaman sanki kulaklarinda agirlik var da isitmiyormus gibi buyuklenerek sirt cevirir. Iste ona can yakici azabi mujde et. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ona (o alaycı nanköre) âyetlerimiz okunduğu zaman sanki hiç işitmiyormuş, kulaklarında bir ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak arkasını çevirir. İşte onu elem verici bir azâb ile müjdele. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman sanki bunları işitmemiş, sanki iki kulağında bir sağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir, işte onu çok acıklı bir azâb ile müjdele! |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman, sanki onları işitmemiş, kulaklarında sağırlık varmış gibi, kibirlenerek yüz çevirir. (Ey Rasûlüm) sen de onu acıklı bir azab ile müjdele. |
|
ALİ BULAÇ |
Ona ayetlerimiz okunduğunda, sanki işitmiyormuş ve kulaklarında bir ağırlık varmış gibi, büyüklük taslayarak (müstekbirce) sırtını çevirir. Artık sen ona acı bir azap ile müjde ver. |
|