فَذَٰلِكَ الَّذِي يَدُعُّ الْيَتِيمَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe zâlikellezî yedu’ul yetîm(yetîme). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(2-3) İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir. |
|
DİYANET VAKFI |
İşte o, yetimi itip kakar; |
|
ELMALILI SADE |
İşte yetimi itip kakan odur! |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
İmdi o kimsedir ki yetimi itiverir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
İşte o, öksüzü iter, kakar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
İşte budur o kimse ki horlar yetîmi. |
|
İBN-İ KESİR |
İşte o´dur yetimi şiddetle iten, |
|
TEFHİMÜL KURAN |
İşte yetimi itip kakan, |
|
BEKİR SADAK |
(2-3) Oksuzu kakistiran, yoksulu doyurmaga yanasmayan kimse iste odur. |
|
CELAL YILDIRIM |
(2-3) İşte odur yetimi itip kakan, yoksulu yedirmeyi teşvîk etmeyen. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
İşte yetimi unf-ü şiddetle iten, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
İşte bu kimsedir ki, itib kakıyor yetimi; |
|
ALİ BULAÇ |
İşte yetimi itip-kakan; |
|