فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا |
ARAPÇA LATİN |
Fel fârikâti ferkâ(ferkan). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. |
|
DİYANET VAKFI |
(Hak ile batılı) birbirinden iyice ayıranlara; |
|
ELMALILI SADE |
(gerçek ile batılı) seçip ayıranlara, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Sonra ayrılmakla ayıranlara. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Doğruyu eğriden kesin çizgilerle ayıranlara, |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Gerçekle aslı olmayanı ayırt edenlere. |
|
İBN-İ KESİR |
Böylece ayırdıkça ayıranlara, |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Böylece ayırdıkça ayıranlara, |
|
BEKİR SADAK |
(1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah´in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir. |
|
CELAL YILDIRIM |
(4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
bu suretle (hak ile baatılı) tam ma´nâsiyle ayırd etmiye vaasıta olan, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Hak ile bâtılı ayıran melekler hakkı için, |
|
ALİ BULAÇ |
Böylece ayırdıkça ayıranlara, |
|