وَمَا يُكَذِّبُ بِهِ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ |
ARAPÇA LATİN |
Ve mâ yukezzıbu bihî illâ kullu mu’tedin esîm(esîmin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onu, ancak her azgın, günahkâr kimse inkâr eder. |
|
DİYANET VAKFI |
Onu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar. |
|
ELMALILI SADE |
Onu ancak her bir haddini aşkın, günaha düşkün yalanlar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Halbuki O´nu, haddi aşan, günahkâr olan her bir kimseden başkası tekzîp etmez. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Oysa onu azgın, günahkardan başkası yalanlamaz. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve o günü, yalnız haddini aşan ve boyuna suç işleyip duran kişiler yalanlarlar. |
|
İBN-İ KESİR |
Halbuki onu, azgın günahkardan başka kimse yalanlamaz. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Oysa onu, ´sınır tanımaz, saldırgan,´ günahkâr olandan başkası yalanlamaz. |
|
BEKİR SADAK |
Oysa onu mutecaviz gunahkardan baska kimse yalanlamaz. |
|
CELAL YILDIRIM |
Oysa onu ancak haddini aşan her günahkâr yalanlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Halbuki onu haddi aşkın ve taşkın, günâha düşkün olan her kişiden başkası yalan saymaz. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Halbuki onu, ancak her azgın günahkar inkâr eder. |
|
ALİ BULAÇ |
Oysa onu, ´sınır tanımaz, saldırgan´, günahkar olandan başkası yalanlamaz. |
|