إِنْ تُصِبْكَ حَسَنَةٌ تَسُؤْهُمْ ۖ وَإِنْ تُصِبْكَ مُصِيبَةٌ يَقُولُوا قَدْ أَخَذْنَا أَمْرَنَا مِنْ قَبْلُ وَيَتَوَلَّوْا وَهُمْ فَرِحُونَ |
ARAPÇA LATİN |
İn tusıbke hasenetun tesu´hum, ve in tusıbke musîbetun yekûlû kad ehaznâ emrenâ min kablu ve yetevellev ve hum ferihûn(ferihûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Sana bir iyilik gelirse, bu onları üzer. Eğer başına bir musîbet gelirse, “Biz tedbirimizi önceden almıştık” derler ve sevinerek dönüp giderler. |
|
DİYANET VAKFI |
Eğer sana bir iyilik erişirse, bu onları üzer. Ve eğer başına bir musibet gelirse, «İyi ki biz daha önce tedbirimizi almışız» derler ve böbürlenerek dönüp giderler. |
|
ELMALILI SADE |
Sana bir güzellik kısmet olursa, bu onların zoruna gider ve eğer sana bir kötülük dokunursa: «Biz tedbirimizi önceden almıştık!» derler ve sevinerek dönüp giderler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Sana bir güzellik nâsip olunca onları mahzun eder. Ve eğer sana bir musibet dokunsa, «Biz muhakkak ki, tedbirimizi evvelce almış bulunduk» derler. Ve onlar sevinir bir halde geri dönerler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Eğer karşına bir iyilik çıkarsa fenalarına gider. Eğer başına bir musibet gelirse, «Biz savaşa katılmayarak önceden tedbirimizi aldık» diyerek sevinç içinde dönüp giderler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Sana bir iyilik geldi mi kötüleşir onlar; bir musîbete uğrarsan biz derler, daha önce tedbir aldık, ihtiyâta riâyet ettik ve güvenle, gururla yüz çevirip giderler. |
|
İBN-İ KESİR |
Eğer sana bir iyilik erişirse; bu onları fenalaştırır. Bir kötülük erişirse de derler ki: Biz, daha önceden tedbirimizi almışızdır. Ve sevinerek dönüp giderler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır, sana bir musibet isabet edince ise: «Biz önceden tedbirimizi almıştık» derler ve sevinç içinde dönüp giderler. |
|
BEKİR SADAK |
Sana bir iyilik gelince onlarin fenasina gider; bir kotuluk gelse, «Biz onceden ihtiyatli davrandik» derler, sevinerek donup giderler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Sana bir iyilik dokunursa, onları üzüp tasalandırır. Sana bir musîbet (kötülük) dokunursa. «Biz işimizi önceden yoluna koyup önlem aldık» derler ve buna sevindikleri halde dönüp giderler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Eğer sana bir iyilik isaabet ederse bu, (müdhiş hasedlerinden dolayı) onların fenasına gider. Şâyed sana bir musîybet erişirse «Biz derler, daha önceden (ihtiyat) tedbirimizi almışızdır» ve onlar böbürlene böbürlene dönüb giderler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Sana bir iyilik (ganimet ve zafer) gelirse, fenalarına gider ve eğer sana bir musibet gelirse derler ki, biz tedbirimizi önceden almıştık; ve sana isabet eden musibetten dolayı sevine sevine döner giderler. |
|
ALİ BULAÇ |
Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır, bir musibet isabet edince ise: "Biz önceden tedbirimizi almıştık" derler ve sevinç içinde dönüp giderler. |
|