وَذَلَّلْنَاهَا لَهُمْ فَمِنْهَا رَكُوبُهُمْ وَمِنْهَا يَأْكُلُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve zellelnâhâ lehum fe minhâ rakûbuhum ve minhâ ye’kulûn(ye’kulûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Biz, o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler. |
|
DİYANET VAKFI |
Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler. |
|
ELMALILI SADE |
Onları kendilerine zebun etmişiz de hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve onlara bunları musahhar (itaatkar) kıldık. Artık bunlardan onların binecekleri (hayvanlar) vardır ve bunlardan yiyiverirler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onları kendilerine boyun eğdirdik, işte binekleri onlardandır ve onlardan yiyorlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve bu davarları onlara münkad ettik de binecekleri hayvanlar da onlardan ve onların bâzısını da yerler. |
|
İBN-İ KESİR |
Ve onları, kendilerinin buyruğuna verdik. Onlardan kimisi binekleridir, kimisinden de yerler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Biz onlara kendileri için boyun eğdirdik; işte bir kısmı binekleridir, bir kısmını(n da etini) yiyorlar. |
|
BEKİR SADAK |
Onlari kendilerinin buyruguna verdik; bindikleri de, etini yedikleri de vardir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Onları kendilerine boyun eğer kıldık da bir kısmı binekleridir, bir kısmının da etini yemekteler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Biz onları kendilerine müsahhar kıldık. İşte binecekleri bunlardan, yiyecekleri bunlardandır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
O hayvanları, kendi menfaatlerine bağlı kıldık da, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar. |
|
ALİ BULAÇ |
Biz onlara kendileri için boyun eğdirdik; işte bir kısmı binekleridir, bir kısmını(n da etini) yiyorlar. |
|