وَشَرَوْهُ بِثَمَنٍ بَخْسٍ دَرَاهِمَ مَعْدُودَةٍ وَكَانُوا فِيهِ مِنَ الزَّاهِدِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve şerevhu bi semenin bahsin derâhime ma’dûdeh(ma’dûdetin), ve kânû fîhi minez zâhidîn(zâhidîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onu ucuz bir fiyata, birkaç dirheme sattılar. Zaten ona değer vermiyorlardı. |
|
DİYANET VAKFI |
(Kafile Mısır´a vardığında) onu değersiz bir pahaya, sayılı birkaç dirheme sattılar. Onlar zaten ona değer vermemişlerdi. |
|
ELMALILI SADE |
Onu ucuz bir fiyatla birkaç dirheme sattılar. Onu yanlarında tutmaya isteksiz bulunuyorlardı. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve O´nu biraz bedel ile sayılmış birkaç dirhem ile satıverdiler ve onlar O´nun hakkında rağbetsizlerden olmuşlardı. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Yusuf´u ucuz bir fiyatla, birkaç paraya sattılar. Çünkü onu bir an önce ellerinden çıkarmak istiyorlardı. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve onu değersiz bir kâr, sayılı birkaç kuruş karşılığında satmışlardı ve onu satarlarken paraya pek o kadar rağbetleri de yoktu. |
|
İBN-İ KESİR |
Onu, ucuz bir fiyata, birkaç dirheme sattılar. Onu yanlarında alıkoymak istemediler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Onu ucuz bir fiyata, sayısı belli (birkaç) dirheme sattılar. Onlar onu pek önemsemediler. |
|
BEKİR SADAK |
Onu yanlarinda alikoymak istemedikleri icin ucuz bir fiyata, birkac dirheme sattilar. * |
|
CELAL YILDIRIM |
Onlar (böylece) Yûsuf´u pek az bir fiatla, birkaç dirheme sattılar; onun hakkında isteksizlerden idiler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Onu değersiz bir bahâye, bir kaç dirheme satdılar. Onlar bunun hakkında rağbetsizdiler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Yûsuf’u takip eden kardeşleri işin farkına varınca, “bu bizim kaçak kölemizdir” diye) onu değersiz bir fiat ile, birkaç dirheme (kafileye) sattılar. (onu uzaklaştırmak için) hakkında rağbetsiz bulunuyorlardı. (Yûsuf’a kıymet biçmiyorlardı.) |
|
ALİ BULAÇ |
Onu ucuz bir fiyata, sayısı belli (birkaç) dirheme sattılar. Onu pek önemsemediler. |
|