وَإِنْ تَدْعُوهُمْ إِلَى الْهُدَىٰ لَا يَسْمَعُوا ۖ وَتَرَاهُمْ يَنْظُرُونَ إِلَيْكَ وَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve in ted’ûhum ilel hudâ lâ yesme’û, ve terâhum yenzurûne ileyke ve hum lâ yubsırûn(yubsırûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Eğer onları, doğru yola çağırırsanız işitmezler. Sen onların sana baktıklarını görürsün, hâlbuki onlar görmezler. |
|
DİYANET VAKFI |
Onları doğru yola çağırmış olsanız işitmezler. Ve onları sana bakar görürsün, oysa onlar görmezler. |
|
ELMALILI SADE |
Siz onları doğru yolu göstermeye çağıracak olsanız işitmezler. Onların sana baktıklarını görürsün, ama görmezler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve onları doğru yolu göstermeğe çağıracak olsanız duymazlar. Ve onları sana bakar görürsün, halbuki onlar göremezler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler, onları sana bakar gibi görürsün, fakat görmezler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Onları doğru yola çağırırsan dinlemezler ve görürsün ki sana bakıyorlar, fakat baktıkları halde görmezler. |
|
İBN-İ KESİR |
Onları hidayete çağırsanız; duymazlar bile. Onları sana bakar görürsün; ama görmezler ki. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar (gibi) görürsün, oysa onlar görmezler bile. |
|
BEKİR SADAK |
Onlari dogru yola cagirirsaniz duymazlar. Sana baktiklarini gorursun, oysa gormezler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Onları doğru yola çağırsanız duymazlar; sana bakıp (hayâsızca) durduklarını görürsün ; oysa onlar (gerçeği hiç de) görmezler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Eğer onları doğru yolu göstermiye çağırsanız duymazlar. Onları sana bakar görürsün. Halbuki görmezler de onlar. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Eğer müşrikleri (veya putları) doğru yola çağırırsanız, duymazlar ve onları görürsün ki, sana bakıyorlar; halbuki onlar görmezler. |
|
ALİ BULAÇ |
Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar (gibi) görürsün, oysa onlar görmezler bile. |
|