فَلَنَقُصَّنَّ عَلَيْهِمْ بِعِلْمٍ ۖ وَمَا كُنَّا غَائِبِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe le nekussanne aleyhim bi ilmin ve mâ kunnâ gâibîn(gâibîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Andolsun, onlara (yaptıklarını) tam bir bilgi ile anlatacağız. Çünkü biz onlardan uzak değiliz. |
|
DİYANET VAKFI |
Ve onlara (olup bitenleri) tam bir bilgi ile mutlaka anlatacağız. Biz, onlardan uzak değiliz. |
|
ELMALILI SADE |
Soracağız da kendilerine karşı olup biteni mutlak bir ilim ile herhalde anlatacağız; çünkü Biz, her an onların yanındaydık. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Sonra da onlara (yapmış olduklarını) bir bilgi ile elbette anlatacağız ve Biz (onlardan) gaibler olmuş değil idik. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlara olup bitenleri bilgimize dayanarak kesinlikle bir bir anlatacağız. Zira onlar hiçbir zaman bilgi alanımız dışında kalmamışlardı. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Onlara, tam bir bilgiyle her şeyi nakledeceğiz, bizim bulunmadığımız bir zaman, kaybolduğumuz bir vakit yoktu ki. |
|
İBN-İ KESİR |
Andolsun ki; onlara bilerek anlatacağız, zaten gaibler de değildik. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Andolsun, (yapıp etmelerini) onlara bir ilimle mutlaka haber vereceğiz. Ve biz gaibler (onlardan uzakta olan habersizler) de değildik. |
|
BEKİR SADAK |
And olsun ki, yaptiklarini kendilerine bir bir anlatacagiz zira onlardan uzak degildik. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ve and olsun ki, onlara (kesin) bir bilgi ile (olup bitenleri) bir bir anlatacağız ve biz onlardan (hiç bir an) gâib değildik. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Soracağız da) kendilerine karşı (olub biteni mutlak) bir ilim ile her halde anlatacağız. (Çünkü) biz (onlardan hiç bir zaman) gaaib değildik. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Peygamberlerin tebliğlerini, ümmetlerin, itaat ve muhalefetlerini bildiğimiz halde, onlara (peygamberlere) haber veririz. Çünkü biz, onlardan (yaptıklarından ve söylediklerinden) habersiz ve gaip değildik. |
|
ALİ BULAÇ |
Andolsun (yapıp-etmelerini) onlara bir ilimle mutlaka haber vereceğiz. Ve Biz gaibler (onlardan uzakta olan habersizler) de değildik. |
|