أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَٰهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَىٰ عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَىٰ سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَىٰ بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَنْ يَهْدِيهِ مِنْ بَعْدِ اللَّهِ ۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveh(gışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Nefsinin arzusunu ilâh edinen, Allah’ın; (hâlini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız? |
|
DİYANET VAKFI |
Hevâ ve hevesini tanrı edinen ve Allah´ın (kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah´tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâla ibret almayacak mısınız? |
|
ELMALILI SADE |
Tanrısını hevesi edinen ve Allah´ın durumunu bilerek kendisini şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de perde çektiği kimseye şimdi bir baksana! Artık onu Allah´tan sonra kim yola getirebilir. Hala düşünmez misiniz? |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Gördün mü o kimseyi ki kendi hevâsını kendisine tanrı edinmiş ve onu Allah bir bilgi üzerine şaşırtmış ve kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış ve gözü üzerine bir perde kılmış? Artık ona Allah´tan sonra kim hidâyet edebilir? Hâlâ düşünmez misiniz? |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ey Muhammed! Heva ve hevesini tanrı edinen Allah´ın bir bilgiye dayalı olarak şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünü perdelediği kimseyi gördün mü? Onu Allah´tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hala anlamıyor musunuz? |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Gördün mü dileğini mâbûd edineni ve hâlini bildiği halde Allah tarafından sapıklığa terkedileni ve onun kulağını ve kalbini mühürlemiştir ve gözüne de perde çekmiştir; artık Allah´tan sonra kim doğru yolu gösterebilir ona? Hâlâ mı öğüt ve ibret almazsınız? |
|
İBN-İ KESİR |
Gördün mü, o kimseyi ki; heva ve hevesini kendisine tanrı edinmiş, bilgisi olduğu halde Allah onu şaşırtmış, kulağını, kalbini mühürlemiş ve gözüne perde koymuştur? Allah´tan sonra onu kim hidayete eriştirebilir? Hala düşünmeyecek misiniz? |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah´ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağı ve kalbi üzerine mühür vurduğu ve gözü üstüne de bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah´tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp düşünmüyor musunuz? |
|
BEKİR SADAK |
Heva ve hevesini tanri edinen, bilgisi oldugu halde Allah´in sasirttigi, kulagini ve kalbini muhurledigi, gozunu perdeledigi kimseyi gordun mu? Onu Allah´tan baska kim dogru yola eristirebilir? Ey insanlar! Anlamaz misiniz? |
|
CELAL YILDIRIM |
Kendi hevesini ilâh edinen ; Allah´ın, (durumunu) bildiği için saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği; gözünün üstüne bir perde gerdiği kimseye ne dersin ? Allah´tan sonra kim onu doğru yola çıkarabilir ? Artık iyice düşünmez misiniz ? |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Şimdi bana haber ver: Hevaa (ve heves) ini Tanrısı edinmiş, kendini, bir ilim üzerine, Allah şaşırtmış, kulağını, kalbini mühürlemiş, gözüne de bir perde germiş bir adama Allahdan başka kim hidâyet edebilir? Haalâ iyi düşünmeyecek misiniz? |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Ey Rasûlüm), şimdi o kimseyi gördün ya: (Hidayeti bırakıb keyfine taparcasına) zevkini kendisine ilah edinmiş, Allah’da (sapıklığını bildiği) bir ilim üzerine onu şaşırtmış, kulağını ve kalbini mühürleyib gözüne de bir perde çekmiştir. Artık onu Allah’dan başka kim yola getirir? Hâlâ düşünmez misiniz? |
|
ALİ BULAÇ |
Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah´ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah´tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz? |
|