Casiye Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Haa, Mîm. Facebook'ta Paylaş
2 (Bu) kitabın indirilişi mutlak kaadir, yegâne hukûm ve hikmet saahibi Allahdandır. Facebook'ta Paylaş
3 Şübhe yok ki göklerde ve yerde mü´minler için kat´î âyetler (delâletler, ibretler) vardır. Facebook'ta Paylaş
4 (Allahın) sizi yaratmasında ve yer yüzüne yayıb üretmekde olduğu herbir canlıda da sağlam bilgi edinecek bir zümre için âyetler (delâletler, ibretler) vardır. Facebook'ta Paylaş
5 Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, Allahın gökden rızık indirib onunla yere, ölümünden sonra, can vermesinde, rüzgârları (o halden bu haale) evirib çevirmesinde de akıllarını kullanacak bir kavm için âyetler (delâletler, ibretler) vardır. Facebook'ta Paylaş
6 İşte bunlar Allahın âyetleridir ki sana bunları hak olarak okuyoruz. Artık onlar Allahın âyetlerinden sonra hangi bir söze inanırlar? Facebook'ta Paylaş
7 Yalana, günâha dadanan her (kimsen) in vay haaline! Facebook'ta Paylaş
8 Ki kendisine karşı Allahın âyetleri okunurken işidir de sonra büyüklük taslayıcı olarak bunları hiç işitmemiş gibi (küfründe) ısraar eder. İşte onu çok elem verici bir azâb ile müjdele. Facebook'ta Paylaş
9 Âyetlerimizden bir şey´e muttali´ olduğu zaman o, bunu eğlenti edinir, işte onlar böyle. Onlar için zillet verici bir azâb vardır, Facebook'ta Paylaş
10 önlerinde cehennem. Onların ne kazandıkları şeyler, ne de Allâhı bırakıb da dostlar edindikleri nesneler kendilerinden hiçbir şey´i def´edemez. Onların hakkı büyük bir azâbdır. Facebook'ta Paylaş
11 Bu (Kur´an) bir hidâyetdir. Rablerinin âyetlerine küfredenler (e gelince:) Onlar için öyle bir azâb vardır (ki bu) çok elem verici bir azâb (nev´în) den (dir). Facebook'ta Paylaş
12 Allah, Emir (ve izn) iyle — içinde gemilerin akıb gitmesi için, fazl (-u kerem) inden (nasıyb) aramanız için — size denizi müsahhar etmiş olandır. Gerekdir ki şükredesiniz. Facebook'ta Paylaş
13 O, göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini, kendi (canibi) nden size râm etdi. Şübhe yok ki bunda, iyi düşünecek bir kavm için, kat´î ayetler (delâletler, ibretler) vardır. Facebook'ta Paylaş
14 (Habîbim) îman edenlere söyle: Allahın günleri (nin çatıb geleceği) ni ümîd etmeyenleri (n ezalarına) aldırış etmesinler. Çünkü (Allah) herhangi bir kavme (ancak) kazanmakda olduklarıyle mukaabele eder. Facebook'ta Paylaş
15 Kim iyi amel (ve hareket) ederse bu, kendi lehine, kim de kötülük ederse bu da kendi aleyhinedir. Nihayet (hepiniz) ancak Rabbinize döndürü (lüb götürü) leceksiniz. Facebook'ta Paylaş
16 Andolsun ki biz İsrâîl oğullarına kitâb, hukûm ve peyğamberlik vermiş, onlara tertemiz rızıklardar vermiş, onları (zamanlarında) âlemlerin üstüne çıkarmış idik. Facebook'ta Paylaş
17 Onlara (dîn) emr (in) den açık açık deliller de vermişdik. Şimdi onların (bu emr hakkında) ihtilâfa düşmeleri (başka sebeble değil) ancak kendilerine (hakıykat-ı haale dâir) bilgi geldikden sonra aralarındaki ihtirasdan dolayıdır. Şübhesiz Rabbin onların ihtilâf etmekde oldukları şeyler hakkındaki hükmünü kıyaamet günü aralarında verecekdir. Facebook'ta Paylaş
18 Sonra (Habîbim) seni de (dîn) emr (in) den bir şeriatın üstüne me´mur kıldık. O halde sen ona tâbi´ ol. Bilmezlerin hevâ (ve heves) lerine uyma. Facebook'ta Paylaş
19 Çünkü onlar Allah (ın irâdesin) den hiçbir şey´i senden kat´iyyen (uzaklaşdırıb) def´edemezler. Şübhe yok ki zaalimler birbirinin dostlarıdır. Allah ise takva saahiblerinin dostudur. Facebook'ta Paylaş
20 Şu (Kur´an) insanların kalb gözleri (ni açacak bir nuur), sağlam bilgi edinecek zümre için bir hidâyet ve rahmetdir. Facebook'ta Paylaş
21 Yoksa kötülükleri kazananlar, kendilerini, îman edib de iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunanlar gibi mi yapacağız, dirim ve ölümleri bir mi olacak sandı (lar). Hükmedegeldikleri (bu) şey ne fena! Facebook'ta Paylaş
22 Allah, gökleri ve yeri hakkın ikaamesine sebeb olarak ve herkesin kazandığı ne ise, kendilerine asla haksızlık edilmeyerek, onunla mukaabele edilmesi için yaratmışdır. Facebook'ta Paylaş
23 Şimdi bana haber ver: Hevaa (ve heves) ini Tanrısı edinmiş, kendini, bir ilim üzerine, Allah şaşırtmış, kulağını, kalbini mühürlemiş, gözüne de bir perde germiş bir adama Allahdan başka kim hidâyet edebilir? Haalâ iyi düşünmeyecek misiniz? Facebook'ta Paylaş
24 Dediler ki: «Bu (hayât) dünyâ hayâtımızdan başka (bir şey) değildir. Ölüyoruz, yaşıyoruz. Bizi o sürekli zamandan başkası helak etmez». Halbuki onların buna dâir de hiçbir bilgisi yokdur. Onlar (başka değil) sâde (öyle) sanıyorlar. Facebook'ta Paylaş
25 Karşılarında açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman onların «Eğer (iddianızda) doğrucular iseniz (ölmüş) atalarımızı (diriltib) getirin» demelerinden başka tutanakları yokdur. Facebook'ta Paylaş
26 De ki: «Sizi Allah diriltiyor. Sonra sizi O öldürüyor. Bilâhare yine sizi, hakkında hiçbir şübhe bulunmayan, kıyamet gününe O (getirib) toplayacakdır. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler. Facebook'ta Paylaş
27 Göklerin ve yerin mülk (-ü tasarruf) u Allahındır. Baatıla sapanlar kıyametin kopacağı gün, (işte) o gün hüsrana düşecekdir. Facebook'ta Paylaş
28 Ve sen (Habîbim) her ümmeti diz çökmüş bir halde göreceksin. Her ümmet kitabı (nın başı) na çağırılacak (ve onlara şöyle denilecekdir:) «Bu gün (dünyâda) yapmış olduklarınızın karşılığı verilecek». Facebook'ta Paylaş
29 «Karşınızda hakkı söyleyib duran bu (kitab), bizim kitâbımızdır. Şübhe yok ki neler yapıyor idiyseniz biz (hepsini meleklere) yazdırıyorduk». Facebook'ta Paylaş
30 Artık îman edib de iyi iyi amel (ve hareket) edenleri Rableri rahmetine sokacakdır. İşte bu, apaçık mürâda erişenin ta kendisidir. Facebook'ta Paylaş
31 Küfredenlere gelince: (Onlara da şöyle denilecek:) «Karşınızda âyetlerim okunurken büyüklük taslayanlar, günahkârlar güruhu olanlar sizler değil miydiniz»? Facebook'ta Paylaş
32 (Ey kâfirler, size:) «Şübhesiz Allahın va´di hakdır. O saattin geleceğin) de asla şübhe yokdur» denildiği zaman siz «O saat de neymiş, bilmiyoruz. Tereddüdden başka bir zamanda bulunmuyoruz. Biz (onun muhakkak geleceğine) kat´î inan ve bilgi besleyenler değiliz» dediniz. Facebook'ta Paylaş
33 Onların yapdıkları amel (ve hareket) lerin kötülükleri, kendilerine (âid olmak üzere), açığa çıkmış, istihza edib durdukları şey (azâb) onları çepçevre kuşatmışdır. Facebook'ta Paylaş
34 (Şöyle) denilmişdir: «Siz bu gününüze kavuşmayı nasıl unutmuş idiyseniz bu gün biz de sizi öylece (azâbda) bırakacağız. Yeriniz ateşdir. (Dünyâdaki) yardımcılar (ınız) dan (bugün) sizi (kurtaracak) hiçbir (şey ve kimse de) yokdur». Facebook'ta Paylaş
35 «Bunun sebebi şudur: Çünkü siz Allahın âyetlerini bir eğlence edindiniz. Sizi dünyâ hayâtı aldatdı». İşte bugün onlar buradan çıkarılmayacaklar, onların tarziyeleri de kabul edilmeyecekdir. Facebook'ta Paylaş
36 Demek, (bütün) hamd, hem göklerin Rabbi, hem yerin Rabbi, hem âlemlerin Rabbi Allahındır. Facebook'ta Paylaş
37 Göklerde de, yerde de büyüklük ancak Ona mahsusdur. O, mutlak kaadirdir, yegâne hukûm ve hikmet saahibidir. Facebook'ta Paylaş