وَقُرْآنًا فَرَقْنَاهُ لِتَقْرَأَهُ عَلَى النَّاسِ عَلَىٰ مُكْثٍ وَنَزَّلْنَاهُ تَنْزِيلًا |
ARAPÇA LATİN |
Ve kur’ânen faraknâhu li takreehu alen nâsi alâ muksin ve nezzelnâhu tenzîlâ(tenzîlen). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Biz Kur’an’ı, insanlara dura dura okuyasın diye âyet âyet ayırdık ve onu peyderpey indirdik. |
|
DİYANET VAKFI |
Biz onu, Kur´an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik. |
|
ELMALILI SADE |
Hem onu bir Kur´an olarak ayet ayet ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın, hem de gerektikçe parça parça indirdik. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve onu Kur´an olarak vakit vakit (müneccemen) indirdik, onu nâsa teennî ile (dura dura) okuyasın diye. Ve onu birbiri ardınca (müteferrik surette) indirmiş olduk. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Kur´an´ı insanlara ağır ağır okuyasın diye bölümlere ayırdık ve ihtiyaçlar gerektikçe bölüm bölüm indirdik. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Bir Kur´ân´dır ki onu insanlara dura dura, yavaş yavaş okuman için âyet âyet, sûre sûre ayırdık ve onu azar azar indirdik. |
|
İBN-İ KESİR |
Bir de Kur´an´ı insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm ve gerektikçe indirdik. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Onu bir Kur´an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik. |
|
BEKİR SADAK |
Kuran´i, insanlara agir agir okuman icin, bolum bolum indirdik ve onu gerektikce indirdik. |
|
CELAL YILDIRIM |
İnsanlara, ağır ağır, aralıklı, nefes ala ala okuyasın diye Kur´ân´ı parça parça sunduk, gerektikçe (ihtiyaca göre) indirdik. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Biz onu bir Kur´an olmak üzere (âyet âyet) ayırdık ki insanlara karşı, dura dura (ağır ağır, dâne dâne) okuyasın. Biz onu tedricen indirdik. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Hem onu, bir Kur’ân olarak âyetlere ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın. Biz, onu yavaş yavaş (ve âyet âyet yirmi üç yılda) indirdik. |
|
ALİ BULAÇ |
Onu bir Kur´an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik. |
|