Isra Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Kulunu (Muhammed sallellâhü aleyhi ve sellemî) bir gece Mescid-i haramdan (alıb) Mescid-i Aksaaya kadar götüren (Zât-i ecelle ve a´lâ her dürlü nakıysalardan) münezzehdir. (O Mescid-i Aksaa ki) biz onun etrafına (feyz ve) bereket verdik (ve bu gece yolculuğunu) ona (o peygambere) âyetlerimizden ba´zısını gösterelim diye (yapdırdık). Şübhesiz ki O, (asıl) O (her şey´i) hakkıyle işiden, (her şey´i) kemâliyle görendir. Facebook'ta Paylaş
2 Biz Musâya kitab verdik ve o (kitabı) «Benden başka hiçbir vekîl tutmayın» diye israil oğulları için bir hidâyet (rehberi) kıldık. Facebook'ta Paylaş
3 Ey Nuh ile beraber (gemide) taşı (yıb selâmete çıkar) dığımız (insanlar) zürriyeti, (şu) bir hakıykatdır ki (Nuh) çok şükreden bir kuldu. Facebook'ta Paylaş
4 Biz kitabda Isrâîl oğullarına şu haberi verdik: «Siz arz (-ı mukaddes) de muhakkak iki defa fesâd çıkaracak ve muhakkak (bana karşı) büyük bir serkeşlik yapıb kabaracaksınız». Facebook'ta Paylaş
5 İşte o ikiden birinci (fesadlarının ceza) va´de (si) gelince (muhaarebede) çok çetin bir kuvvete mâlik olan kullarımızı üzerinize musallat kıldık da onlar evlerin aralarına kadar girib (sizi) araşdırdılar. (Bu), yerine getirilmiş bir va´d idi. Facebook'ta Paylaş
6 Sonra bunlara karşı size tekrar devlet ve galebe verdik. Mallarla, oğullarla sizin imdadınıza yetişdik, cem´iyyetinizi de (olduğunızdan) daha fazla çoğaltdık. Facebook'ta Paylaş
7 Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Eğer kötülük ederseniz (yine) kendinize kötülük (etmiş olursunuz). Artık diğer (cezanın) vâde (si) gelince yüzlerinizi kötülesinler, mescid (iniz) e birinci defa girdikleri gibi gir (ib tahrîb et) sinler, galebe ve istilâ etdiklerini mahv etdikce etsinler diye (başınıza yine düşmanları musallat etdik). Facebook'ta Paylaş
8 (Tevbe ederseniz) Rabbinizin sizi esirgeyeceğinizi umabilirsiniz. (Eğer tekrar fesada) dönerseniz biz de (sizi cezâlandırmıya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapdık. Facebook'ta Paylaş
9 Gerçek bu Kur´an (insanları) öyle bir şey´e (yola) doğrultub götürür ki o, en aadil ve en doğru bir (yol) dur. Güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunan mü´minlere kendileri için muhakkak bir ecr olduğunu da müjdeler o. Facebook'ta Paylaş
10 Âhirete îman etmezler (e gelince:) onlar için de şübhesiz pek acıklı bir azâb hazırladığımızı (bildirir). Facebook'ta Paylaş
11 İnsan, hayra olan düaası gibi, şerre de düaa eder. Pek acelecidir (bu) insan. Facebook'ta Paylaş
12 Biz gece ile gündüzü (kudretimize delâlet eden) iki âyet (nişane) kıldık da gece âyetini silib (giderib yerine eşyâyi) gösterici (zıyâdâr) gündüz âyetini getirdik. Tâki (gündüzün) Rabbinizden (geçiminize âid) bir lûtf-u inayet arayasınız, yılların sayısını, (vakıtların) hesabı (nı) bilesiniz. İşte biz (böylece) her şey´i gereği gibi anlatdık. Facebook'ta Paylaş
13 Herkesin (dünyâdaki) amel (ve hareket) ini kendi boynuna doladık. Kıyamet günü onun için bir kitab çıkaracağız ki neşredilmiş olarak kendisine kavuş (ub şöyle çat) acak: Facebook'ta Paylaş
14 «Oku kitabını, bu gün sana karşı, iyi hesâb görücü olarak kendi nefsin yeter». Facebook'ta Paylaş
15 Kim doğru yolu bulursa, o doğru yolu ancak kendi fâidesine bulmuş olur. Kim de sapıklık ederse o da yalınız kendi aleyhine sapmış olur. Hiç bir günahkâr başkasının günâh yükünü yüklenmez. Biz bir resul gönderinceye kadar (hiç bir kimseye ve kavme) azâb ediciler değiliz. Facebook'ta Paylaş
16 Bir memleketi helak etmek dilediğimiz vakit onun ni´met ve refahdan şımarmış elebaşılarına emrederiz de orada (bu emre rağmen) itaatden çıkarlar. Artık o (memlekete) karşı söz (azâb) hak olmuşdur. İşte biz onu artık kökünden mahv-ü helak etmişizdir. Facebook'ta Paylaş
17 Nuh (devrin) den sonra nice asırları (n halkını) helak etdik. Rabbin, kullarının günahlarından hakkıyle haberdârdır, (onları) hakkıyle görücüdür ya, (işte bu) yeter. Facebook'ta Paylaş
18 Kim bu çarçabuk geçen (dünyâyı) dilerse biz de burada ona, (evet) kimi dilersek ona, dileyeceğimiz şey´i çarçabuk veririz. Sonra da onu cehenneme sokarız. O, buraya kınanmış ve (rahmetimizden) koğulmuş olarak ulaşır. Facebook'ta Paylaş
19 Kim de mü´min olarak âhireti diler, onun için (ona gereken) bir sa´y ile çalışırsa işte onların (bu) çalışmaları meşkûr (ve makbul) olur. Facebook'ta Paylaş
20 Her birine, onlara da, bunlara da Rabbinin vergisinden birbiri ardınca veririz. Rabbinin vergisi (kimseden) men edilmiş değildir. Facebook'ta Paylaş
21 Baksan a, biz onların kimini kiminden nasıl üstün kıldık. Elbette âhiret, dereceler (farkları) i´tibariyle de daha büyükdür, üstün kılmak bakımından da daha büyükdür. Facebook'ta Paylaş
22 Allah ile beraber diğer bir Tanrı edinme. Sonra kınanmış ve kendi başına (yardımsız) bırakılmış olursun. Facebook'ta Paylaş
23 Rabbin, «Kendinden başkasına kulluk etmeyin. Ana ve babaya iyi muamele edin» diye hükmetdi. Eğer onlardan biri veya her. ikisi senin nezdinde ihtiyarlığa ererlerse onlara «Öf» (bile) deme. Onları azarlama. Onlara çok güzel (ve tatlı) söz söyle. Facebook'ta Paylaş
24 Onlara acıyarak tevaazu kanadını (yerlere kadar) indir ve: «Yârab, Onlar beni çocukken nasıl terbiye etdilerse Sen de kendilerini (öylece) esirge» de. Facebook'ta Paylaş
25 Rabbiniz sizin içlerinizdekini en iyi bilendir. Eğer siz iyi kimseler olursanız şübhesiz ki Allah da dâima kendine dönenleri (ve çok tevbe edenleri) cidden yarlığayıcıdır. Facebook'ta Paylaş
26 Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hak (lar) ını ver. (Malını) israf ile saçıb savurma. Facebook'ta Paylaş
27 Çünkü saçıp savuranlar şeytanların biraderleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine (karşı) çok nankördür. Facebook'ta Paylaş
28 Şâyed Rabbinden umduğun rahmeti arayarak onlardan sarf-ı nazar edersen (böyle bir mecburiyyetde kalırsan) o halde kendilerine yumuşak bir söz söyle (mekle mukaabelede bulun). Facebook'ta Paylaş
29 Elini boynuna bağlı olarak asma Onu büsbütün de açıb saçma. Sonra kınanmış, peşîman bir halde oturub kalırsın. Facebook'ta Paylaş
30 Şübhesiz ki Rabbin kimi dilerse rızkını genişletir, daraltır. Çünkü O, kulları (nın her haali) nden gerçekden haberdârdır, (her şey´i) hakkıyle görendir. Facebook'ta Paylaş
31 Evlâdlarınızı fakirlik korkusuyla öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Hakıykat, onları öldürmek büyük bir suçdur. Facebook'ta Paylaş
32 Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, şübhesiz bir hayaasızlıkdı, kötü bir yoldur. Facebook'ta Paylaş
33 Allahın haram kıldığı cana, haklı bir sebeb olmadıkça, kıymayın. Kimi mazlum olarak öldürülürse biz onun velîsine (mirasçısına maktülün hakkını taleb hususunda) bir salâhiyyet vermişizdir. O da katilde israf etmesin. Çünkü o, cidden (ve zâten) yardıma mazhar edilmişdir. Facebook'ta Paylaş
34 Yetimin, erginlik çağına erişinceye kadar, malına yaklaşmayın. Meğer ki bu, en iyi bir suretle ola. Bir de ahdi yerine getirin. Çünkü ahid (den cayanlar) sorumludur. Facebook'ta Paylaş
35 Ölçdüğünüz vakit da ölçeği tam yapın. Doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha hayırlıdır, hem aakıbeti i´tibariyle daha güzeldir. Facebook'ta Paylaş
36 Senin için hakkında bir bilgi haasıl olmayan şey´in ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalb: Bunların her biri bundan mes´uldür. Facebook'ta Paylaş
37 Yer (yüzün) de kibr-ü azametle yürüme. Çünkü (ne kadar bassan) arzı cidden yaramazsın, boyca da asla dağlara eremezsin!.. Facebook'ta Paylaş
38 Kötü olan bütün bunlar Rabbinin indinde sevilmeyen (şeyler) dir. Facebook'ta Paylaş
39 Bunlar Rabbinin sana vahyetdiği hikmet (ler) dendir. Allah ile beraber diğer bir Tanrı edinme ki sonra yerinmiş, koğulmuş olarak cehenneme atılırsın. Facebook'ta Paylaş
40 Yâ! Rabbiniz size oğulları beğenib seçdi de kendisi meleklerden dişiler mi edindi?! Hakıykaten siz büyük söz söylüyorsunuz! Facebook'ta Paylaş
41 Andolsun, bu (ihtaarı) şu Kur´anda dürlü dürlü şekillerde açıklamışızdır. Tâki iyice düşünüb ibret alsınlar. Halbuki bu, onların (hakdan) nefret etmelerinden başka, bir şey´i artırmıyor. Facebook'ta Paylaş
42 De ki: Allah ile beraber, söyleyegeldikleri gibi, (başkaca) Tanrılar da olsaydı onlar arşın saahibine elbet bir yol ararlardı. Facebook'ta Paylaş
43 O, bunların söylemekde oldukları şeylerden tamâmiyle münezzehdir, yücedir, büyükdür. Facebook'ta Paylaş
44 Yedi gökle yer ve bunların içinde bulunan (melekler, cinler, insan) lar onu tesbîh (ve tenzîh) eder (ler). Hiç bir şey haaric değil, hepsi Ona hamd ile tesbîh eder. Fakat siz, onların tesbihini iyi anlamazsınız. O, hakıykaten halimdir, gerçekden yarlığayıcıdır. Facebook'ta Paylaş
45 Sen Kur´ânı okuduğun zaman seninle âhirete inanmazların arasına gizli bir perde çekeriz. Facebook'ta Paylaş
46 (Evet) onların kalbleri üzerine, onu (Kur´ânı) iyice anlamalarına (engel), perdeler gerer, kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen Kur´anda Rabbini bir tek olarak andığın vakit onlar ürkek ürkek arkalarını çevirirler. Facebook'ta Paylaş
47 Onlar seni dinleyecekleri zaman (hakıykatde) neyi dinleyeceklerini, gizli (ve sinsi) konuşurlarken o zalimlerin (nasıl) «Siz büyülenmiş bir kimseden başkasına tâbi´ olmuyorsunuz» diyeceğini biz pek iyi bileniz. Facebook'ta Paylaş
48 Bak, sana nasıl misâller getirib sapdılar. Artık onlar bir yol (bulmıy) a güc yetiremiyeceklerdir. Facebook'ta Paylaş
49 Dediler ki: «Biz bir sürü kemik, kırıntı ve döküntü (haalinde bir toprak) olduğumuz vakit mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz»? Facebook'ta Paylaş
50 Söyle: «Gerek bir taş (gibi çetin), gerek bir demir (gibi kuvvetli) olun, Facebook'ta Paylaş
51 Yahud göğüslerinizde (akıllarınızca) büyüyen her hangi bir halk (olun, mutlakaa diriltileceksiniz). «O halde bizi kim (dirilterek) geri çevirecek?» diyecekler. Sen de de ki: «Sizi ilk defa yaratmış olan (kudret saahibi diriltecekdir)». O vakit sana başlarını sallayacaklar da: «(istihza ile) Ne vakit o?» diyecekler. Söyle ki: «Yakın olması me´muldür». Facebook'ta Paylaş
52 (Allah) sizi çağıracağı gün hemen (kabirlerinizden kalkıb) Onun emrine icabet edeceksiniz ve sanacaksınız ki (kabirlerinizde) ancak pek az bir müddet kalmışsınızdır. Facebook'ta Paylaş
53 (Mü´min) kullarıma söyle: «(Kâfirlere) en güzel (söz) ne ise, onu söylesinler». Çünkü şeytan aralarına fesâd sokar. Zîrâ şeytan insanın apaçık bir düşmanıdır. Facebook'ta Paylaş
54 «Rabbiniz sizi çok iyi bilendir. Eğer dilerse sizi esirger, yahud şâyed dilerse sizi azâblandırır». Biz seni onların üstüne bir vekîl göndermedik. Facebook'ta Paylaş
55 Rabbin göklerde ve yerde olan kimseleri en iyi bilendir. Andolsun ki biz peygamberlerin kimini kiminden üstün kılmışızdır. Dâvuda da Zebur verdik. Facebook'ta Paylaş
56 De ki: «Onu (Allâhı) bırakıb boş yere (Tanrı diye) söylediklerinizi çağırın. Onlar sizden her hangi bir sıkıntı gideremeyecekleri gibi değişdiremezler de. Facebook'ta Paylaş
57 Onların tapdıkları da — hangisi Rablerine daha yakın (olacak) diye — (bizzat) vesîle arıyorlar, Onun rahmetini umuyorlar, Onun azabından korkuyorlar Çünkü Rabbinin azabı korkuncdur. Facebook'ta Paylaş
58 Hiçbir memleket haaric olmamak üzere biz onları kıyamet günündün evvel ya helak edeceyiz, yahud şiddetli bir azâb ile azâblandıracağız. Bu, o kitabda (böylece) yazılıdır. Facebook'ta Paylaş
59 Bizi (Kureyşe) âyetler (mucizeler) göndermemizden alıkoyan (sebeb başka değil) ancak evvelki (ümmet) lerin onları tekzîb etmiş olduklarıdır. Biz, Semuda gözleri göre göre o dişi deveyi verdik de (onu öldürdüler ve) bu yüzden (kendilerine) zulmetdiler. Halbuki bir âyetleri (azâb ve ihlâk için değil) ancak (âhiret azabından) korkutmak için göndeririz. Facebook'ta Paylaş
60 Sana: «Şübhesiz Rabbin insanları çepçevre kuşatmışdır» demişdik, hatırla. (Geceleyin) sana gösterdiğimiz o temaşayı ve Kur´anda lâ´net edilen ağacı biz (başka değil) ancak insanlara bir fitne (ve imtihan) yapdık. Biz onları korkutuyoruz. Fakat bu, onlarda büyük bir taşkınlıkdan başka bir şey artırmıyor. Facebook'ta Paylaş
61 (Şunu da) hatırla ki biz meleklere: «Âdem için secde edin» demişdik ve onlar da secde etmişlerdi de İblîs etmemiş, «Ben bir çamur olarak yaratdığın kişiye secde edermiyim?» demişdi. Facebook'ta Paylaş
62 (Yine) dedi ki: «Benden şerefli kıldığın bu (adam da) kim oluyormuş, bana haber ver! Eğer beni kıyamet gününe kadar gecikdirirsen, andolsun ki, onun zürriyetini, birazı müstesna olmak üzere, behemehal kendime bendederim». Facebook'ta Paylaş
63 (Allah da): «(Defol) git, dedi, artık onlardan kim sana uyarsa şüphesiz ki cehennem hepinizin cezasıdır, tastamam bir ceza». Facebook'ta Paylaş
64 «Onların içinden gücünün yetdiği kimseleri sesinle yerinden oynat, onlara karşı süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkar, mallarına, evlâdlarına ortak ol. Onlara va´d et». Şeytan (bu)! Onlara bir aldatışdan başka ne va´d eder o? Facebook'ta Paylaş
65 «Benim gerçek kullarım (var ya.) Senin onlar üzerinde hiç bir haakimiyyetin yokdur. (Onlara) vekîl olarak Rabbin yeter». Facebook'ta Paylaş
66 Rabbiniz, fazl (-u kerem) inden (nasıyb) arayasınız diye, sizin için denizde gemileri yürütendir. Şübhe yok ki O sizi çok esirgeyicidir. Facebook'ta Paylaş
67 Denizde size bir sıkıntı değdiği zaman Ondan (Allahdan) başka (bütün) tapdığınız kişiler gaaib olur (gider. Yalınız Allahdan yardım istersiniz). Fakat O, sizi kurtarıb karaya çıkarınca yine yüz çevirirsiniz. İnsan çok nankördür. Facebook'ta Paylaş
68 Onun kara tarafında sizi yere geçirmesinden, yahud üzerinize çakıllı bir (kasırga) göndermesinden (selâmetinize) emîn mi oldunuz? (Olmayın). Sonra kendinize hiç bir vekîl bulamazsınız. Facebook'ta Paylaş
69 Yoksa Onun, sizi tekrar oraya (denize) döndürüb de üstünüze kırıb büken bir fırtına yollamasına ve nihayet yapdığınız nankörlük sebebiyle sizi boğmasına karşı emniyyete mi girdiniz? (Bu suretde de) yine bize karşı onun öcünü alacak bulamazsınız. Facebook'ta Paylaş
70 Andolsun ki biz Âdem oğullarını üstün bir izzet ve şerefe mazhar kılmışadır. Onlara karada, denizde taşıyacak (vaasıtalar) verdik, onlara güzel güzel rızıklar verdik, onları yaratdığımızın bir çoğundan cidden üstün kıldık. Facebook'ta Paylaş
71 (Hatırla) o gün (ü) ki insan sınıflarından her birini biz imanlarıyle çağıracağız. Artık kimin kitabı sağından verilirse onlar kitablarını en küçük haksızlığa uğratılmaksızın (kendileri) okuyacaklardır. Facebook'ta Paylaş
72 Kim bu (dünyâ) da kör olursa o, âhiretde de kördür, yolca da daha şaşkındır. Facebook'ta Paylaş
73 (Akıllarınca) onlar sana vahy etdiğimzden başkasını uydurub bize (atf ve) iftira edesin diye seni bile hemen hemen fitneye düşürecekler, o takdirde seni (candan) dost edineceklerdi. Facebook'ta Paylaş
74 Eğer sana sebat vermiş olmasaydık, andolsun ki, sen onlara (belki) biraz meyl edecekdin. Facebook'ta Paylaş
75 O takdirde ise biz dirimin de katmerli, ölümün de katmerli (acısını) sana tatdıracakdık muhakkak. Sonra bize karşı kendin için hiç bir yardımcı da bulamayacakdın. Facebook'ta Paylaş
76 Yakında seni, neredeyse, bu yerden çıkarmak için her halde rahatsız edecekler, (fakat) o takdirde kendileri de arkandan pek az kalacaklardır. Facebook'ta Paylaş
77 (Biz bunu) senden evvel gönderdiğimiz peygamberler için de sünnet (ve kaaide yapmışızdır). Sen bizim sünnetimizde (Habîbim) hiç bir değişiklik bulmazsın. Facebook'ta Paylaş
78 Güneşin (zeval vakfında) kayması ânından gecenin kararmasına kadar güzelce namaz kıl. Sabah namazını da (öylece edâ et). Çünkü sabah namazı şahidlidir. Facebook'ta Paylaş
79 Gecenin bir kısmında da uyanıb, sırf sana mahsus fazla (bir ibâdet) olmak üzere onunla (Kur´an ile) gece namazı kıl. Ümîd edebilirsin, Rabbin seni bir makaam-ı mahmuda gönderecekdir. Facebook'ta Paylaş
80 Ve şöyle de: «Rabbim, beni sıdk (ve selâmet) girdirilişi ile girdir. Sıdk (ve selâmet) çıkarışı ile çıkar ve tarafından bana hakkıyle yardım edici bir hüccet (-i kaahire ve kudret-i kâmile) ver». Facebook'ta Paylaş
81 De ki: «Hak geldi, baatıl zeval buldu. Şübhesiz ki baatıl dâim zeval bulucudur». Facebook'ta Paylaş
82 Biz Kur´andan peyderpey onu indiriyoruz ki (herbiri) mü´minler için şifâ ve rahmetdir o. Zaalimlerin ise o, (maddî ve ma´nevî) ziyanından başkasını artırmaz. Facebook'ta Paylaş
83 İnsana ni´met verdiğimiz zaman (zikrullahdan) yüz çevirip yan çizer. Ona şer dokununca da pek ümidsiz olur. Facebook'ta Paylaş
84 De ki: «Her biri kendi aslî tabıy´atına göre hareket eder. O halde kimin daha doğru yolda bulunduğunu Rabbin daha iyi bilicidir. Facebook'ta Paylaş
85 Sana «ruuh» u sorarlar. De ki: «Ruuh, Rabbimin emri (cümlesi) ndendir. (Zâten) size az bir ilimden başkası verilmemişdir». Facebook'ta Paylaş
86 Andolsun sana vahy etdiğimizi de, dilersek, muhakkak gideriveririz. Sonra bize karşı onu (geri getirmek için) kendine bir vekîl de bulamazsın. Facebook'ta Paylaş
87 Ancak Rabbinden olan bir rahmetdir (ki onu ibkaa etmişdir). Hakıykat, Onun, senin üzerindeki fazl (-u keremi) büyükdür. Facebook'ta Paylaş
88 De ki: «Andolsun, ins-ü cin şu Kur´ânın benzerini (meydana) getirmeleri için bir araya toplansa, yekdiğerine yardımcı da olsalar, yine onun benzerini getiremezler». Facebook'ta Paylaş
89 Şânıma andolsun ki biz bu Kur´anda insanlar için her ma´nâdan nice türlüsünü açıklamışızdır. İnsanlardan pek çoğu ise ille gâvurlukda ayak dirediler. Facebook'ta Paylaş
90 «Biz, dediler, sana kat´iyyen inanmayız. Tâki bizim için şu yerden bir pınar akıtasın». Facebook'ta Paylaş
91 «Yahud senin hurmalık (lar) dan, üzümlük (ler) den bir bağçen olsun da aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtasın.» Facebook'ta Paylaş
92 «Yahud iddia etdiğin gibi gök yüzünü üstümüze parça parça düşüresin veya Allahı ve melekleri kefil getiresin». Facebook'ta Paylaş
93 «Yahud altından bir evin olsun, yahud semâya çıkasın. Ona çıkdığına da asla inanmayız a! Tâki üstümüze okuyacağımız bir kitab indiresin»! (Şöyle) de: «Rabbimin şaanı yücedir. Ben (Allahın) resûl (ü) bir beşerden başkası mıyım ki»? Facebook'ta Paylaş
94 İnsanların — kendilerine hidâyet (rehberi) geldiği zaman îman etmelerini «Allah bir beşeri mi peygamber gönderdi?» demelerinden başka bir şey men´ etmedi. Facebook'ta Paylaş
95 De ki: «Eğer (yüzün) de (insanlar gibi) sakin sakin yürüyen melekler olsaydı biz ancak onlara gökden melek bir peygamber gönderirdik». Facebook'ta Paylaş
96 De ki: «Benimle sizin aranızda hakıykî şâhid olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarının (her şeyinden) cidden haberdârdır, kemâliyle görendir». Facebook'ta Paylaş
97 Allah kime hidâyet (nasıyb) ederse işte o, doğru yolu bulmuşdur. Kimi de şaşırırsa artık bunlar için Ondan başka asla yardımcılar bulamazsın. Biz onları kıyamet günü körler, dilsizler, sağırlar olarak yüzükoyun hasredeceğiz. Onların varacağı yer cehennemdir ki ateşi yavaşladıkça biz onun alevini artırırız. Facebook'ta Paylaş
98 Bu, onların cezasıdır. Çünkü, onlar âyetlerimizi tanımayarak kâfir oldular, «Bir yığın kemik ve kırıntı olunca mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışla diriltilecekmişiz?» dediler. Facebook'ta Paylaş
99 Onlar gözleri ve yeri yaratan Allahın kendileri gibilerini de yaratmıya kaadir olduğunu görmediler mi? (Allah) onlar için bir ecel ta´yîn etdi ki onda hiç şübhe yokdur. Böyle iken zaalimler ancak gâvurlukda ayak dayamışdır. Facebook'ta Paylaş
100 De ki: «Rabbimin rahmet hazînelerine siz mâlik olsaydınız o zaman harcama (kdan tükenir) korkusuyla muhakkak cimrilik ederdiniz». Çok cimridir insan! Facebook'ta Paylaş
101 Andolsun ki biz Musâya açık açık dokuz âyet verdik. İşte İsrail oğullarına sor: O, bunlara geldiği vakit Fir´avn ona: «Musa, ben seni herhalde büyülenmiş sanıyorum» demişdi. Facebook'ta Paylaş
102 O da: «Andolsun, dedi, bunları (her biri basıyretle görülecek) birer ibret olmak üzere göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini bilmişsindir. Ben de, Fir´avn, seni herhalde helak edilmiş sanıyorum». Facebook'ta Paylaş
103 Derken onları o yerden sürüb çıkarmak istedi. Biz de hem kendisini, hem maiyyetindekileri, topdan suda boğuverdik. Facebook'ta Paylaş
104 Arkasından da İsrâîl oğullarına (şöyle) dedik: (Haydin), o yerde siz oturun. Sonra âhiret va´di geldiği vakit onları da, sizi de bir araya getireceğiz». Facebook'ta Paylaş
105 Biz o (Kuranı) hak olarak indirdik ve o, hak olarak indi. Seni de (sevabın) bir müjdeci (sin) den, (azabın) bir haberci (sin) den başka bir (sıfatla) göndermedik. Facebook'ta Paylaş
106 Biz onu bir Kur´an olmak üzere (âyet âyet) ayırdık ki insanlara karşı, dura dura (ağır ağır, dâne dâne) okuyasın. Biz onu tedricen indirdik. Facebook'ta Paylaş
107 De ki: «Ona ister îman edin, ister îman etmeyin. Çünkü bundan evvel ilim verilmiş olanlar bile kendilerine karşı o tilâvet olununca çenelerinin üstüne (yüzü koyun) kapanarak secde ediyorlar». Facebook'ta Paylaş
108 Ve: «Rabbimizi tenzîh ederiz. Hakıykat, Rabbimizin va´di kat´iyyen fi´le çıkarılmışdır» diyorlar. Facebook'ta Paylaş
109 Ağlayarak çeneleri üstüne (yüzü koyun) kapanıyorlar ve bu, onlara derin saygısını artırıyor. Facebook'ta Paylaş
110 De ki: «Gerek Allah diye (ad verib) çağırın, gerek Rahman diye (habîbim) (ad verib) çağırın, hangisi ile çağırırsanız nihayet en güzel isimler Onundur». Namazında pek bağırma, sesini o kadar kısma da. İkisinin arası bir yol tut. Facebook'ta Paylaş
111 (Şöyle) de: «Evlâd edinmeyen, mülk (ün) de hiç bir ortağı olmayan, züll (-ü aciz) den nâşî yardımcıya da (ihtiyâcı) bulunmayan Allaha hamd olsun». Onu büyük bil, büyüklükle an. Facebook'ta Paylaş