ذُرِّيَّةَ مَنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ ۚ إِنَّهُ كَانَ عَبْدًا شَكُورًا |
ARAPÇA LATİN |
Zurriyyete men hamelnâ mea nûh(nûhin), innehu kâne abden şekûrâ(şekûren). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Ey kendilerini Nûh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin çocukları! Gerçek şu ki, o çok şükreden bir kuldu. |
|
DİYANET VAKFI |
(Ey) Nuh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin nesli! Şunu bilin ki Nuh, çok şükreden bir kul idi. |
|
ELMALILI SADE |
Ey Nuh ile birlikte (gemiye) yüklediğimiz kimselerin soyundan olanlar! O doğrusu çok şükredici bir kuldu. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Nûh ile beraber (gemiye) yüklediğimiz kimselerin zürriyeti! Şüphe yok ki o ziyâde şükredici bir kul idi. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ey Nuh ile beraber gemiye bindirdiklerimizin soyundan gelenler! Hiç şüphesiz Nuh, şükür görevini yerine getiren bir kuldu. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ey Nûh´la beraber gemiye bindirip kurtardığımız insanların soyundan gelenler, şüphe yok ki Nûh, çok şükreden bir kuldu. |
|
İBN-İ KESİR |
Nuh ile beraber taşıdığımız kimselerin soyunu da. Gerçekten o, çok şükreden bir kul idi. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
(Ey) Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın çocukları! Şüphesiz o, şükreden bir kuldu. |
|
BEKİR SADAK |
(2-3) Musa´ya kitap verdik. Ey Nuh´la beraber tasiyarak kurtardigimiz kimselerin soyundan olanlar! Beni birakip baskasini vekil edinmeyesiniz diye onu Israilogullarina dogruluk rehberi kildik. Dogrusu Nuh, cok sukreden bir kuldu. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ey Nûh ile beraber (gemiye) yüklediğimiz kimselerin soyundan olanlar! (Nuh´un sabrını taşıyın); şüphesiz ki, Nûh çok şükreden bir kul idi. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Ey Nuh ile beraber (gemide) taşı (yıb selâmete çıkar) dığımız (insanlar) zürriyeti, (şu) bir hakıykatdır ki (Nuh) çok şükreden bir kuldu. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Ey Nûh ile beraber gemiye yüklediğimiz kimselerin zürriyeti (Olan siz insanlar, bunu düşünün ve benden başka vekil edinmeyin), doğrusu bu ki, Nûh, çok şükreden bir kuldu. |
|
ALİ BULAÇ |
(Ey) Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın çocukları! Şüphesiz o, şükreden bir kuldu. |
|