Nebe Suresi | ||||
Önceki | 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 | Sonraki |
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا | ||
ARAPÇA LATİN | Ve cealnâ sirâcen vehhâcâ(vehhâcen). | |
DİYANET İŞLERİ | Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık. | |
DİYANET VAKFI | (Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık. | |
ELMALILI SADE | İçlerine parıl parıl parlayan bir kandil astık. | |
ÖMER NASUHI BİLMEN | (12-13) Ve üzerinize sağlam sağlam yedi gök bina ettik. Ve çok parıldayan kandil kıldık. | |
FİZİLALİL KURAN | Oraya parlak kandiller astık. | |
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI | Ve yalım yalım yanan bir kandil yarattık. | |
İBN-İ KESİR | Pırıl pırıl parlayan bir kandil astık. | |
TEFHİMÜL KURAN | Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık. | |
BEKİR SADAK | Parlak isik veren gunesi varettik; | |
CELAL YILDIRIM | (Onda) alabildiğine yanıp tutuşarak parlak ışık veren bir kandil (Güneş)i var kıldık. | |
HASAN BASRİ ÇANTAY | (Ona) parıl parıl parıldayan bir kandil asdık. | |
ALİ FİKRİ YAVUZ | İçlerinde parıl parıl ışıldayan bir kandil (güneş) astık. | |
ALİ BULAÇ | Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık. |
Nebe Suresi | ||||
Önceki | 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 | Sonraki |