الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ellezî hum fîhi muhtelifûn(muhtelifûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(2-3) Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri büyük haberi (mi)? |
|
DİYANET VAKFI |
(2-3) (İnanıp inanmamakta) ayrılığa düştükleri büyük haberi mi? |
|
ELMALILI SADE |
ki Onlar onda görüş ayrılığına düşüyorlar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
O haber ki, onlar onda ihtilafa düşmüşlerdir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ki onlar onda ayrılığa düştüler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Öylesine haber ki onlar, bu hususta aykırılığa düşmüşlerdir. |
|
İBN-İ KESİR |
Ki onlar, bunun üzerinde ihtilafa düşmektedirler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler. |
|
BEKİR SADAK |
(2-3) Uzerinde anlasmazliga dustukleri, buyuk bir olay olan tekrar dirilme haberini mi? |
|
CELAL YILDIRIM |
(2-3) Hakkında görüş ayrılığına düştükleri çok önemli haberi mi ? |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(2-3) Hakkında ihtilâf edici oldukları o büyük haberi (mi)? |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(2-3) O hakkında ayrılığa düşmekte oldukları büyük haberden (öldükten sonra dirilmekten) mi? (Hem bununla alay mı ediyorlar?) |
|
ALİ BULAÇ |
Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler. |
|