إِذْ عُرِضَ عَلَيْهِ بِالْعَشِيِّ الصَّافِنَاتُ الْجِيَادُ |
ARAPÇA LATİN |
İz urıda aleyhi bil aşiyyis sâfinâtul ciyâd(ciyâdu). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Hani ona akşamüstü bir ayağını tırnağı üstüne dikip üç ayağının üzerinde duran çalımlı ve soylu atlar sunulmuştu. |
|
DİYANET VAKFI |
Akşama doğru kendisine, üç ayağının üzerine durup bir ayağını tırnağının üzerine diken çalımlı ve safkan koşu atları sunulmuştu. |
|
ELMALILI SADE |
Kendisine akşam üstü üç ayağını basıp dördüncüsünü tırnağını dikerek duran safkan atlar gösterildiğinde: |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
O vakti ki, O´na süratle yürür durur hâlis atlar, öğleden sonra gösterilmişti. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ona bir akşam üstü, çalımlı ve safkan koşu atları sunulmuştu. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Hani ona, üç ayağının üstünde duran ve ön ayaklarından birini büküp tırnağını yere dayayan yürük atlar arzedilmişti öğleden sonra. |
|
İBN-İ KESİR |
Hani ona bir akşam, çalımlı ve cins koşu atları sunulmuştu. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Hani ona akşama yakın, bir ayağını tırnağı üstüne diken, öbür üç ayağıyla toprağı kazıyan, yağız atlar sunulmuştu. |
|
BEKİR SADAK |
Ona bir aksam ustu, calimli, cins kosu atlari sunulmustu. |
|
CELAL YILDIRIM |
Hani akşama doğru ona, durdukları zaman sakin, koştukları zaman sür´atli iyi cins koşu atları gösterilmişti. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Hani ona öğleden sonra bir ayağını tırnağı üstüne dikib üç ayağının üzerinde duran sür´atli koşu atları gösterilmişdi de, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Hani ona öğleden sonra, saf-kan meşhur koşucu atlar arz olundukda, |
|
ALİ BULAÇ |
Hani ona akşama yakın, bir ayağını tırnağı üstüne diken, öbür üç ayağıyla toprağı kazıyan, yağız atlar sunulmuştu. |
|