وَآخَرِينَ مُقَرَّنِينَ فِي الْأَصْفَادِ |
ARAPÇA LATİN |
Ve âharîne mukarrenîne fîl asfâd(asfâdi). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(37-38) Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı, bukağılara bağlı olarak diğerlerini de, onun emrine verdik. |
|
DİYANET VAKFI |
(36-38) Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik. |
|
ELMALILI SADE |
Ve zincirlere çatılmış (vurulmuş) diğerlerini de. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Başkalarını da bukağılarda bağlı oldukları halde (musahhar kıldık). |
|
FİZİLALİL KURAN |
Demir zincirlere bağlı diğer yaratıkları da onun emrine verdik. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve bir başka kısmı da bukağılarla bağlanmıştı. |
|
İBN-İ KESİR |
Demir halkalarla bağlı diğerlerini de. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ve (kötülük yapmamaları için) sağlam kementlerle birbirine bağlanmış diğerlerini. |
|
BEKİR SADAK |
(36-38) Bunun uzerine Biz de, istedigi yere onun buyrugu ile kolayca giden ruzgari, bina kuran ve dalgiclik yapan seytanlari, demir halkalarla bagli digerlerini onun buyrugu altina verdik. |
|
CELAL YILDIRIM |
(37-38) Bina yapan, dalgıçlık eden her şeytanı, bukağılarla bağlı başkalarını ona başeğdirdik. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Yine onlardan) bukağılarla bağlanmış olan diğerlerini de (emrine râm etdik). |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Diğerleri de zincirlere vurulmuştu. (insanlara zarar vermekten alıkonmuşlardı). |
|
ALİ BULAÇ |
Ve (kötülük yapmamaları için) sağlam kementlerle birbirine bağlanmış diğerlerini. |
|