كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَقِينِ |
ARAPÇA LATİN |
Kellâ lev ta’lemûne ilmel yakîn(yakîni). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Hayır, kesin olarak bir bilseniz.. |
|
DİYANET VAKFI |
(5-8) Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız, (orada) mutlaka cehennem ateşini görürdünüz. Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz. Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz. |
|
ELMALILI SADE |
Öyle değil, kesin olarak bilseniz, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Vazgeçin. Sizin anladığınız gibi değil, eğer yakın bir bilgi ile bilecek olsa idiniz. (öyle yapmazdınız). |
|
FİZİLALİL KURAN |
Hayır gerçeği kesin bilgi ile bilseydiniz, |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
İş öyle değil, şüphesiz olarak iyiden iyiye bir bilseniz. |
|
İBN-İ KESİR |
Hayır; eğer kesin bir bilgi ile bilseydiniz, |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız, |
|
BEKİR SADAK |
Dikkat edin, sayet yaptiginizin sonucunu kesin olarak bir bilseniz! |
|
CELAL YILDIRIM |
Hayır, (iş bu kadar da değil) kesin bir bilgiyle (yaptıklarınızın ne kazandırdığını) bir bilseniz (büyük bir pişmanlık duyardınız)! |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Sakının. Eğer şübhesiz (ve kat´î) bir bilgi ile bilseydiniz (böyle yapmazdınız). |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Sakının; eğer (kıyamet günü size ne yapılacağını) kesin bir bilgiyle bilseydiniz, (dünyada öğünüp durmazdınız). |
|
ALİ BULAÇ |
Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız, |
|