إِنَّكَ مَيِّتٌ وَإِنَّهُمْ مَيِّتُونَ |
ARAPÇA LATİN |
İnneke meyyitun ve innehum meyyitûn(meyyitûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir. |
|
DİYANET VAKFI |
Muhakkak sen de öleceksin, onlar da ölecekler. |
|
ELMALILI SADE |
Sen elbette öleceksin, onlar da elbette öleceklerdir. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Şüphe yok ki sen öleceksin ve muhakkak ki, onlar da öleceklerdir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Sen de öleceksin onlar da ölecekler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Şüphe yok ki sen de öleceksin ve onlar da ölecekler. |
|
İBN-İ KESİR |
Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Gerçek şu ki, sen de öleceksin, onlar da öleceklerdir. |
|
BEKİR SADAK |
suphesiz sen de oleceksin, onlar da olecekler. |
|
CELAL YILDIRIM |
(Ey Peygamber!) Sen de elbette öleceksin, onlar da ölecekler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Muhakkak sen de öleceksin (Habîbim), onlar da elbet ölecekler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Ey Rasûlüm), elbette sen öleceksin ve elbette o kâfirler de ölecekler. |
|
ALİ BULAÇ |
Gerçek şu ki, sen de öleceksin, onlar da öleceklerdir. |
|