قُلْ يَا قَوْمِ اعْمَلُوا عَلَىٰ مَكَانَتِكُمْ إِنِّي عَامِلٌ ۖ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Kul yâ kavmi’melû alâ mekânetikum innî âmil(âmilun), fe sevfe ta’lemûne. |
|
DİYANET İŞLERİ |
(39-40) De ki: “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de yapacağım. Kişiyi rezil edici azabın kime geleceğini ve sürekli azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz!” |
|
DİYANET VAKFI |
(39-40) De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; doğrusu ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime sürekli azap inecek, yakında bileceksiniz! |
|
ELMALILI SADE |
De ki: «Ey kavmim, haliniz üzere çalışın; şüphesiz ben de çalışıyorum. Artık ileride bileceksiniz: |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
De ki: «Ey kavmim! Siz kendi iktidarınız üzerine çalışınız, şüphe yok ki, ben de çalışıcıyım. Elbette yakında bilirsiniz.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
De ki: «Ey kavmim! Durumunuza göre bildiğinizi yapın! Ben de bildiğimi yapıyorum. Yakında bileceksiniz.» |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
De ki: Ey kavmim, gücünüz neye yetiyorsa yapadurun, şüphe yok ki ben de yapmadayım, yakında bilir, anlarsınız. |
|
İBN-İ KESİR |
De ki: Ey kavmim; elinizden geleni yapın. Doğrusu ben de yapacağım. Ve yakında bileceksiniz. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
De ki: «Ey kavmim, üzerinde bulunduğunuz duruma göre yapıp edin; hiç şüphesiz ben de yapıp edenim. Artık yakında öğreneceksiniz.» |
|
BEKİR SADAK |
(39-40) De ki: «Ey milletim! Durumunuzun gerektirdigini yapin; dogrusu ben de yapacagim. Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime surekli azap inecek bileceksiniz.» |
|
CELAL YILDIRIM |
(39-40) De ki: Ey milletim! Bulunduğunuz hal, kurduğunuz düzen, başvurduğunuz çare üzere yapacağınızı yapın; şüpheniz olmasın ki, ben de gerekeni yapmaya çalışıyorum. Kime rüsvay edici azabın geleceğini ve üzerine devamlı azabın ineceğini ileride bilip anlayacaksınız. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
De ki: «Ey kavmim, siz bulunduğunuz haal (ve minval) üzere çalışın. Şübhesiz ben çalışanım. Binâen´aleyh yakında bileceksiniz ki, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
De ki: “- Ey kavmim! Bulunduğunuz hal (küfür ve düşmanlık) üzere çalışın. Elbet ben de çalışıyorum. Artık yakında bileceksiniz: |
|
ALİ BULAÇ |
De ki: "Ey kavmim, üzerinde bulunduğunuz duruma göre yapın-edin; elbette ben de yapıp-ederim. Artık yakında öğreneceksiniz." |
|