أَوْ تَقُولَ لَوْ أَنَّ اللَّهَ هَدَانِي لَكُنْتُ مِنَ الْمُتَّقِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Ev tekûle lev ennallâhe hedânî le kuntu minel muttekîn(muttekîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Yahut, “Allah beni doğru yola iletseydi, elbette O’na karşı gelmekten sakınanlardan olurdum” demesin. |
|
DİYANET VAKFI |
(57-58) Veya: Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum, diyeceği, yahut azabı gördüğünde: Keşke benim için bir kez (dönmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam! diyeceği günden sakının. |
|
ELMALILI SADE |
yahut: «Allah, bana yolunu gösterseydi, kesinlikle ben takva sahiplerinden olurdum.» |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Veya (her nefsin) şüphe yok ki, «Eğer Allah bana hidâyet etse idi elbette ben muttakîlerden olurdum,» demesinden evvel (uyanması lâzımdır). |
|
FİZİLALİL KURAN |
Veya şöyle demesinden: «Allah beni doğru yola ulaştırsaydı sakınanlardan olurdum.» |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Yahut Allah beni doğru yola sevketseydi elbette çekinenlerden olurdum dediği. |
|
İBN-İ KESİR |
Veya: Allah beni hidayete erdirseydi, ben de muttakilerden olurdum, diyeceği gün. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Veya: «Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum» diyeceği, |
|
BEKİR SADAK |
(57-58) Veya, «Allah beni dogru yola eristirseydi sakinanlardan olurdum» diyecegi, yahut, azabi gordugunde: «Keski benim icin donus imkani bulunsa da iyilerden olsam» diyecegi gunden sakinin. |
|
CELAL YILDIRIM |
Veya «eğer Allah beni doğru yola eriştirseydi, elbette (O´ndan) korkup (fenalıklardan) sakınanlardan olurdum,» diyeceği, |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
yahud «Hakıykaten Allah bana hidâyet verseydi her halde (şirkden günâhlardan) sakınanlardan olurdum» diyeceği, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Yahud şöyle demesi var: “- Eğer Allah bana hidayet vereydi, muhakkak ben, Allah’dan korkanlardan (şirkten sakınanlardan) olurdum.” |
|
ALİ BULAÇ |
Veya: "Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum" diyeceği, |
|