قُلْ لِمَنْ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۖ قُلْ لِلَّهِ ۚ كَتَبَ عَلَىٰ نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ ۚ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ لَا رَيْبَ فِيهِ ۚ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنْفُسَهُمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Kul li men mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), kul lillâh(lillâhi), ketebe alâ nefsihir rahmeh(rahmete), le yecmeannekum ilâ yevmil kıyâmeti lâ reybe fîh(fîhi), ellezîne hasirû enfusehum fe hum lâ yu’minûn(yu’minûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
De ki: “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar. |
|
DİYANET VAKFI |
(Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. «Allah´ındır» de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar. |
|
ELMALILI SADE |
De ki: «Göklerde ve yerde ne varsa kimindir?» «Allah´ındır!» de. O, merhametli olmayı kendine yazdı. Muhakkak sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacak. Kendilerine yazık edenler iman etmezler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
De ki: «Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir?» De ki: «Allah Teâlâ´nındır. O kendi zâtı üzerine rahmeti yazmıştır. Elbette sizleri Kıyamet gününe toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur.» O kimseler ki, nefislerine ziyankar olmuşlardır. İşte onlar imân etmezler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
De ki; «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» De ki; «Allah´ındır.» O merhametliliği üzerine görev yazdı. Sizleri geleceği kuşkusuz olan Kıyamet günü kesinlikle biraraya getirecektir. Kendilerine kıyanlar var ya, buna sadece onlar inanmazlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
De ki: Kimindir ne varsa göklerde ve yeryüzünde? De ki: Allah´ın; rahmet etmeyi gerekli kıldı özüne. Kıyâmet günü hepinizi de tapısında toplayacak ve hiç şüphe yok o günün geleceğinde. Kendilerine ziyan edenlerdir inanmayanlar. |
|
İBN-İ KESİR |
De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? Allah´ındır, de. O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki; hepinizi, hakkında hiçbir şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Nefislerini ziyana uğratanlar, işte onlar inanmazlar. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
De ki: «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» De ki: «Allah´ındır.» O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinden kuşku olmayan kıyamet gününde tartışmasız toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. |
|
BEKİR SADAK |
De ki: «Goklerde ve yerde olanlar kimindir?", «Allah´indir» de. O, rahmet etmeyi kendi uzerine almistir; and olsun ki, sizi vukuu suphe goturmeyen kiyamet gununde toplayacaktir. Kendilerine yazik ettiler; cunku onlar inanmazlar. |
|
CELAL YILDIRIM |
De ki: Göklerde ve yerde olan kimindir? De ki: Allah´ındır. O, rahmeti kendine gerekli kılmıştır. And olsun ki, meydana geleceğinde hiç şüphe olmayan Kıyamet günü sizi bir araya getirip toplayacaktır. Kendilerine yazık edenler (var ya), işte onlar (Allah´a ve Kıyamete) inanmazlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
De ki: «Göklerde ve yerde olan her şey kimin?» De ki: «Allahındır». O, rahmeti kendi üstüne yazmışdır. Hepinizi, hakkında hiç bir şübhe olmayan kıyamet gününe (götürüb) toplayacakdır. Nefislerini sen büyük ziyana uğratanlar (yok mu?). İşte îman etmeyecek olanlar onlardı.. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
De ki: “- Göklerde ve yerde olan şeyler kimin?” (Eğer cevap verilmezse) de ki: Allah’ındır. O, kendi üstüne rahmeti yazdı. Muhakkak ki sizi kıyamet gününe (götürüp) toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Nefislerine ziyan edenler, işte onlar, iman etmezler.” |
|
ALİ BULAÇ |
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah´ındır." O, rahmeti Kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. |
|