Enam Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Hamd; gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı vareden Allah´a mahsustur. Sonra da kafirler bunları rabblarına denk tutuyorlar. Facebook'ta Paylaş
2 O´dur; sizi, bir çamurdan yaratan. Sonra da size bir ecel tayin eden. Bir de O´nun katında belli bir ecel vardır. Siz hala şüphe edip durursunuz. Facebook'ta Paylaş
3 O; göklerde de, yerde de Allah´tır. Gizlinizi de aşikarınızı da bilir. Ne kazanacağınızı da bilir. Facebook'ta Paylaş
4 Rabblarının ayetlerinden bir ayet onlara gelmez ki; ondan yüzçevirmiş olmasınlar. Facebook'ta Paylaş
5 Onlar; kendilerine gelince, hakkı yalanladılar. Ama alaya aldıkları şeyin haberi onlara gelecektir. Facebook'ta Paylaş
6 Görmediler mi ki; Biz, onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Biz, onları sizi yerleştirmediğimiz şekilde yer yüzüne yerleştirmiş, gökten bol yağmur yağdırmış ve altlarından ırmaklar akıtmıştık. Sonra onları günahlarından dolayı yok ettik. Ve aralarından başka bir nesil yetiştirdik. Facebook'ta Paylaş
7 Eğer sana kağıt içinde bir kitab indirmiş olsaydık da elleriyle ona dokunsalardı; yine de küfretmiş olanlar derlerdi ki: Bu, apaçık büyüden başkası değildir. Facebook'ta Paylaş
8 Ona bir melek indirmeli değil miydi? dediler. Eğer Biz, bir melek indirseydik; elbette iş bitirilmiş olurdu da sonra kendilerine göz bile açtırılmazdı. Facebook'ta Paylaş
9 Eğer Biz, onu bir melek kılsaydık; onu bir erkek yapardık da düştükleri şüpheye onları yine düşürürdük. Facebook'ta Paylaş
10 Andolsun ki; senden önce de peygamberlerle alay edilmişti. Onlarla eğlenenleri, alaya aldıkları şey çepeçevre kuşatıverdi. Facebook'ta Paylaş
11 De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da sonra bir görün, yalanlayanların sonu nice olmuştur? Facebook'ta Paylaş
12 De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? Allah´ındır, de. O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki; hepinizi, hakkında hiçbir şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Nefislerini ziyana uğratanlar, işte onlar inanmazlar. Facebook'ta Paylaş
13 Gecenin ve gündüzün içinde barınan her şey O´nundur. Ve O, Semi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
14 De ki: Ben Allah´tan başka bir dost mu edinirim? Gökleri ve yeri yoktan var eden O´dur. Ve O yedirir, ama yedirilmez. De ki: Doğrusu ben, müslüman olanların ilki olmakla emrolundum. Sakın müşriklerden olma. Facebook'ta Paylaş
15 De ki: Ben, Rabbıma karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım. Facebook'ta Paylaş
16 O gün, kim ondan döndürülürse; şüphesiz o, rahmete ermiştir. İşte apaçık kurtuluş budur. Facebook'ta Paylaş
17 Eğer Allah, sana bir sıkıntı dokundurursa; onu kendisinden başka giderecek hiçbir kimse yoktur. Şayet sana bir de hayır dokundurursa; işte O; her şeye Kadir´dir. Facebook'ta Paylaş
18 O; kullarının üstünde yegane mutasarrıftır. Ve O; Hakim´dir, Habir´dir. Facebook'ta Paylaş
19 De ki: Şahid olarak hangi şey daha büyüktür? De ki: Benimle sizin aranızda Allah şahiddir. Bu Kur´an; bana sizi de, ulaştığı kimseleri de, uyarmam için vahyolundu. Allah ile beraber başka tanrılar olduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz? De ki: Ben şehadet etmem. De ki: O, ancak bir tanrıdır. Ve ben, gerçekten sizin şirk koştuklarınızdan uzağım. Facebook'ta Paylaş
20 Kendilerine kitab verdiklerimiz; onu, öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Nefislerini ziyana uğratanlar, işte onlar inanmazlar. Facebook'ta Paylaş
21 Allah´a karşı yalan uyduran ve ayetlerini yalan sayandan daha zalim kimdir? Muhakkak ki zalimler, felaha ermezler. Facebook'ta Paylaş
22 Ve onların hepsini toplayıp sonra da şirk koşanlara: Nerede iddia ettiğiniz ortaklarınız? diyeceğimiz gün. Facebook'ta Paylaş
23 Sonra onların sadece: Andolsun Allah´a ki, ey Rabbımız; bizler müşriklerden değildik, demelerinden başka çareleri kalmaz. Facebook'ta Paylaş
24 Bak, kendilerine nasıl yalan söylediler? Yalan yere uydurdukları kendilerinden nasıl kayboluverdi? Facebook'ta Paylaş
25 İçlerinden seni dinleyenler vardır. Halbuki Biz, onu anlarlar diye, kalblerine örtüler, kulaklarına da ağrılık koyduk. Onlar her ayeti görseler de yine inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde, seninle çekişirler. O küfredenler derler ki; Bu, eskilerin masallarından başka birşey değildir. Facebook'ta Paylaş
26 Onlar, hem bundan vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Onlar sadece kendilerini helake sürüklerler de farkına varmazlar. Facebook'ta Paylaş
27 Bir görsen; ateşin başında durdukları: Keşke geri döndürülseydik ve Rabbımızın ayetlerini yalan saymasaydık da mü´minlerden olsaydık, dedikleri zaman. Facebook'ta Paylaş
28 Hayır, öteden beri gizleyegeldikleri şeylerle karşılarına çıktık. Eğer geri döndürülselerdi yine kendilerine yasaklanan şeylere döneceklerdi. Doğrusu onlar, yalancılardır. Facebook'ta Paylaş
29 Ve dediler ki: Hayat ancak bu dünyadaki hayatımızdır. Ve biz dirilecek değiliz. Facebook'ta Paylaş
30 Bir görseydin eğer; Rabblarının huzurunda durdukları zaman, O: Bu, hak değil miymiş? deyince; onlar da: Rabbımız hakkı için evet, derler. Allah da buyurur ki: Öyleyse küfür edegeldiğinizden dolayı tadın azabı. Facebook'ta Paylaş
31 Allah´a kavuşmayı yalan sayanlar; gerçekten kaybetmişlerdir. Nihayet kıyamet ansızın gelip çattığı zaman; yüklerini sırtlarına yüklenerek: Orada yaptığımız eksiklerden dolayı yazıklar olsun bize, derler. Dikkat edin, ne kötüdür yüklendikleri şeyler. Facebook'ta Paylaş
32 Dünya hayatı; ancak oyun ve eğlenceden ibarettir. Ahiret yurdu ise; müttakiler için daha hayırlıdır. Hala aklınızı başınıza almayacak mısınız? Facebook'ta Paylaş
33 Gerçekyen biliyoruz ki; söyledikleri söz, seni üzüyor. Onlar, hakikatte seni yalanlamıyorlar. Lakin o zalimler, Allah´ın ayetlerini inkar ediyorlar. Facebook'ta Paylaş
34 Andolsun ki; senden önce de nice peygamberler yalanlandı da yalanlanmalarına ve eziyyet edilmelerine sabrettiler. Nihayet onlara yardımımız gelip yetişti. Allah´ın kelimelerini değiştirebilecek yoktur. Andolsun ki; peygamberlerin haberinden bir kısmı sana gelmiştir. Facebook'ta Paylaş
35 Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geliyorsa; yeri delmeğe ve göğe merdiven dayamaya gücün yetmiş olsaydı; onlara bir ayet gösterirdin. Şayet Allah dileseydi; onları hidayet üzerinde birleştirirdi. Sakın bilgisizlerden olma. Facebook'ta Paylaş
36 Ancak dnleyenler icabet ederler. Ölülere gelince; onları Allah diriltir. Sonra O´na döndürülürler. Facebook'ta Paylaş
37 Ve dediler ki: Ona Rabbından bir ayet indirilmeli değil miydi? De ki: Şüphesiz Allah, ayet indirmeye kadirdir. Ne var ki, onların çoğu bilmezler. Facebook'ta Paylaş
38 Yerde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; onlar da sizin gibi bir ümmet olmasınlar. Biz, kitabta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar Rabblarına toplanırlar. Facebook'ta Paylaş
39 Ayetlerimizi yalanlayanlar ise; karanlıklarda kalmış sağırlar, dilsizlerdir. Allah; kimi dilerse, onu şaşırtır. Kimi de dilerse; onu dosdoğru yol üstünde tutar. Facebook'ta Paylaş
40 De ki: Bana haber verir misiniz, eğer üzerinize Allah´ın azabı gelse veya size kıyamet gelirse; Allah´tan başkasını mı çağırırsınız? Eğer sadıklardan iseniz. Facebook'ta Paylaş
41 Hayır, ancak O´nu çağırırsınız da; isterse çağırdığınız şeyi giderir ve siz de şirk koştuğunuz eşleri unutursunuz. Facebook'ta Paylaş
42 Andolsun ki; Biz, senden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdik. Yalvarsınlar diye, onları darlık ve sıkıntıya soktuk. Facebook'ta Paylaş
43 Onlar, hiç değilse kendilerine bir azabımız geldiği zaman; yalvarmalı değiller miydi? Fakat kalbleri katılaşmış, şeytan da onlara yaptıklarını süsleyip püslemişti. Facebook'ta Paylaş
44 Onlar, kendilerine hatırlatılan şeyleri unutunca; Biz de kendilerine her şeyin kapılarını açtık. Nihayet kendilerine verilen o şeyler yüzünden sevinince; onları, ansızın yakaladık ve bütün ümitlerinden mahrum kaldılar. Facebook'ta Paylaş
45 Ve böylece zulmedenler güruhunun kökü kesilmişti. Hamd, alemlerin Rabbı olan Allah´a mahsustur. Facebook'ta Paylaş
46 De ki: Bana haber verir misiniz; eğer Allah, kulağınızı, gözlerinizi alır ve kalblerinizin üstüne mühür vurursa; Allah´tan başka onları size getirecek ilah kimdir? Bak, ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz da sonra onlar yüz çeviriyorlar. Facebook'ta Paylaş
47 De ki: Bana haber verir misiniz; Allah´ın azabı siz ansızın ve açıkça gelirse; zalimler güruhundan başka kimse helake uğratılmış olur mu? Facebook'ta Paylaş
48 Biz, peygamberleri ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz. Öyleyse her kim ki inanır ve ıslah ederse; artık onlar için korku yoktur. Ve onlar üzülecek de değillerdir. Facebook'ta Paylaş
49 Ayetlerimizi yalanlayanlara ise fasıklık eder olmalarından dolayı azab dokunacaktır. Facebook'ta Paylaş
50 De ki: Size, Allah´ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben, gaybı da bilmem. Ve size bir melek olduğumu da söylemiyorum. Ben; bana vahyolunandan başkasına uymam. De ki: Hiç görenle görmeyen bir olur mu? Hiç düşünmüyor musunuz? Facebook'ta Paylaş
51 Rabblarına toplanacaklarından korkanları, sen onunla uyar. O´ndan başka bir dost ve şefaatçıları yoktur. Umulur ki sakınalar. Facebook'ta Paylaş
52 Sabah, akşam Rabblarına, rızasını dileyerek dua edenleri kovma. Onların hesabından sana bir şey yoktur, senin hesabından onlara bir şey yoktur ki onları kovasın da zalimlerden olasın. Facebook'ta Paylaş
53 Biz, böylece onların bir kısmını bir kısmıyla denedik ki: Aramızadan Allah bunlara mı lütfetti? desinler. Allah; şükredenleri daha iyi bilen değil midir? Facebook'ta Paylaş
54 Ayetlerimize iman edenler, sana geldiklerinde de ki: Selam size. Rabbınız rahmeti kendi üzerine yazdı. İçinizden her kim ki bilmeyerek bir fenalık yapar da arkasından tevbe eder ve ıslah ederse; şüphesiz O; Gafur´dur, Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
55 Böylece ayetlerimizi açıklarız ki; suçluların yolu sana besbelli olsun. Facebook'ta Paylaş
56 De ki: Allah´ı bırakıp da taptığınız başka şeylere tapmaktan men´olundum. De ki: Sizin heveslerinize asla uymam. O takdirde sapmış olurum da hidayete erenlerden olmam. Facebook'ta Paylaş
57 De ki: Ben, şüphesiz Rabbımdan bir hüccet üzereyim. Siz ise onu yalanladınız. Sizin acale istediğiniz şey yanımda değildir. Hüküm; ancak Allah´ındır. Doğrusu O, hakkı verir ve O, ayırdedenlerin en hayırlısıdır. Facebook'ta Paylaş
58 De ki: Acele istediğiniz şey, benim yanımda olsaydı; benimle aranızdaki iş bitmiş olurdu. Allah; zalimleri çok iyi bilendir. Facebook'ta Paylaş
59 Gaybın anahtarları O´nun katındadır. O´ndan başka kimse bilmez. Karada ve denizde olanı da O bilir. Bir yaprak düşmez ki; onu bilmesin. Yerin karanlıkları içindeki tek bir tane, yaş ve kuru müstesna olmamak üzere her şey apaçık bir kitabtadır. Facebook'ta Paylaş
60 O´dur, geceleyin sizi kendinizden geçiren. Gündüzün de ne yaptığınızı bilir. Sonra sizi oraya geri dönderir ki, belirli bir ecelin hükmü yerine gelsin. Sonra sizin dönüşünüz O´nadır. Sonra da ne yaptığınızı size haber verecektir. Facebook'ta Paylaş
61 O, kulları üzerinde yegane hakimdir. Ve size, koruyucular yollar. Nihayet herhangi birinize ölüm gelince; elçilerimiz bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar. Facebook'ta Paylaş
62 Sonra onlar, gerçek mevlalarına döndürülürler. Dikkat edin; hüküm O´nundur. Ve; O hesab görenlerin en sü´ratlisidir. Facebook'ta Paylaş
63 De ki: Karanın ve denizlerin karanlıklarından sizi, kim kurtarır? Siz, gizlice O´na yalvarır yakarırsınız. Bizi bundan kurtarırsa; andolsun şükredenlerden olacağız. Facebook'ta Paylaş
64 De ki: Allah kurtarır sizi ondan da, her sıkıntıdan da. Sonra da siz şirk koşarsınız. Facebook'ta Paylaş
65 De ki: Üstünüzden ve altınızdan size azab göndermeye, sizi fırka fırka yapıp kiminizin hıncını kimine tattırmaya Kadir olan O´dur. Bak; onlar iyice anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz. Facebook'ta Paylaş
66 Kavmin onu yalanladı. Halbuki o, haktır. De ki: Ben, sizin üzerinize vekil değilim. Facebook'ta Paylaş
67 Her haberin kararlaşmış bir zamanı vardır. Siz de yakında bileceksiniz. Facebook'ta Paylaş
68 Ayetlerimizi çekişmeye dalanları gördüğün vakit; onlar başka bir söze geçinceye kadar, kendilerinden yüzçevir. Eğer şeytan sana unutturursa; hatırladıktan sonra, artık zalimler güruhu ile oturma. Facebook'ta Paylaş
69 Allah´tan sakınanlara; onların hesabından bir şey yoktur, fakat bir öğüttür. Olur ki, sakınırlar. Facebook'ta Paylaş
70 Bırak o dinlerini oyun ve eğlence edinenleri; dünya hayatının aldattığı kimseleri. Sen, onunla öğüy ver ki Allah´tan başka dostu ve şefaatçısı olmayan bir kimse; kazandığından ötürü yok olmasın. O, bütün varını fidye olarak verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıklarından ötürü yok olanlardır. Küfür edegeldiklerinden dolayı onlara, kaynar sudan içecek ve elim bir azab vardır. Facebook'ta Paylaş
71 De ki: Allah´ı bırakıp da bize fayda ve zarar veremeyen şeylere mi yalvaralım? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra arkadaşları; bize gel, diye doğru yola çağırırken; şeytanların saptırıp şaşkın bir halde çöle düşürmek istedikleri kimse gibi ökçelerimizin üstünden gerisin geri mi dönelim? De ki: Allah´ın hidayeti, asıl hidayetin kendisidir. Ve biz; alemlerin Rabbına teslim olmakla emrolunduk. Facebook'ta Paylaş
72 Ve bir de namaz kılın ve O´ndan korkun diye. O´dur kendisine varıp toplanacağınız. Facebook'ta Paylaş
73 O´dur, gökleri ve yeri hak ile yaratan. O´nun; ol, dediği gün; hemen olur. O´nun sözü haktır. Sur´a üfleneceği gün de mülk O´nundur. Görülmeyeni de, görüleni de bilir. Ve O; Hakim´dir, Habir´dir. Facebook'ta Paylaş
74 Hani İbrahim, babası Azer´e demişti ki: Sen, putları tanrı mı ediniyorsun? Doğrusu ben, seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum. Facebook'ta Paylaş
75 İşte böylece yakınen bilenlerden olması için Biz, İbrahim´e göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk. Facebook'ta Paylaş
76 Gece bastırınca; bir yıldız görmüş: Bu mu benim Rabbım? demiş. O, batınca da: Ben, batanları sevmem, demişti. Facebook'ta Paylaş
77 Sonra ayı doğarken görünce: Bu mu benim Rabbım? demiş. O da batınca: Eğer Rabbım beni hidayete erdirmeseydi; muhakkak sapanlar güruhundan olurdum, demişti. Facebook'ta Paylaş
78 Sonra güneşi doğarken görünce: Bu mu benim Rabbım? Bu daha büyük demiş. Ama batınca: Ey kavmim, ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden uzağım, demişti. Facebook'ta Paylaş
79 Doğrusu ben, gerçekten yüzümü bir muvahhid olarak gökleri ve yeri yaratana çevirdim ve ben, müşriklerden değilim. Facebook'ta Paylaş
80 Kavmi, onunla tartoşmaya girişti. Demişti ki: Beni doğru yola iletmişken; Allah hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? O´na şirk koştuklarınızdan korkmam. Meğer ki, Rabbım bir şey dilemiş olsun. Rabbım, ilimce herşeyi kuşatmıştır. Hala düşünüp öğüt almayacak mısınız? Facebook'ta Paylaş
81 Hem siz; Allah´ın size hiçbir delil ve bürhan indirmediği şeyleri O´na şirk koşmaktan korkmazken; kendisine şirk koştuğunuz şeylerden ben nasıl korkarım? Şimdi, bu iki zümreden hangisi emin olmaya daha layıktır? Eğer biliyorsanız. Facebook'ta Paylaş
82 İman edenler, imanlarını zulüm ile bulaştırmayanlar, işte onlaradır emniyet. Ve işte onlar, hidayete ermiş olanlardır. Facebook'ta Paylaş
83 İşte bu, bizim hüccetimizdir. Onu kavmine karşı İbrahim´e verdik. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve muhakkak ki Rabbın; Hakim, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
84 Ve Biz, ona İshak´ı ve Ya´kub´u ihsan ettik. Her birini hidayete erdirdik. Daha önce de Nuh´u ve onun soyundan Davud´u, Süleyman´ı, Eyyub´u, Yusuf´u, Musa´yı ve Harun´u hidayete erdirdik. İşte böyle mükafaatlandırırız ihsan edenleri. Facebook'ta Paylaş
85 Zekeriyya´yı, Yahya´yı, İsa´yı ve İlyas´ı da. Hepsi salihlerdendir. Facebook'ta Paylaş
86 İsmail´i, el-Yesa´ı, Yunus´u ve Lüt´u da. Her birini alimlerden üstün kıldık. Facebook'ta Paylaş
87 Onların babalarından, zürriyetlerinden, kardeşlerinden kimini de. Onları seçtik ve onları dosdoğru yola ilettik. Facebook'ta Paylaş
88 İşte bu; Allah´ın, hidayetidir ki kullarından dilediğini onunla hidayete erdirir. Eğer onlar da şirk koşsalardı yapageldikleri şeyler boşa çıkardı. Facebook'ta Paylaş
89 Onlar; kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Şimdi bunlar, onları tanımayıp da küfrederlerse; Biz, onu inkar etmeyen bir kavmi buna vekil kılmışızdır. Facebook'ta Paylaş
90 İşte bunlar; Allah´ın hidayet ettikleridir. Öyleyse sen de onların hidayetine uy. De ki: Ben bunlara karşı sizden hiçbir ücret istemem. Bu, ancak alemler için bir öğüttür. Facebook'ta Paylaş
91 Allah; hiçbir insana bir şey indirmedi, demekle; Allah´ı, şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. De ki: Musa´nın insanlara bir nur ve hidayet olmak üzere getirdiği ve sizin de parça parça kağıtlar haline koyup açıkladınız, çoğunu da gizlediğiniz o kitabı kim indirdi? Sizin de, atalarınızın da bilmediğiniz şeyler size öğretilmiştir. «Allah» de, sonra onları bırak da, daldıkları sapıklıkta oynayadursunlar. Facebook'ta Paylaş
92 Şehirlerin anası ile çevresindekileri uyarasın diye sana indirdiğimiz işte bu kitab, mübarektir. Ve kendisinden öncekileri doğrulayıcıdır. Ahirete inananlar buna da inanırlar. Ve onlar namazlarına da devam ederler. Facebook'ta Paylaş
93 Allah´a karşı yalan uydurandan, yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken; bana da vahyolundu, diyenden ve; Allah´ın indirdiği gibi ben de indireceğim, diyenden daha zalim kimdir? Bir görseydin; o zalimler can çekişirlerken melekler de ellerini uzatmış: Can verip bugün Allah´a karşı haksız yere söylediklerinizden ve O´nun ayetlerine büyüklük taslamanızdan ötürü horluk azabı ile cezalandırılacaksınız, derken. Facebook'ta Paylaş
94 Andolsun ki siz; ilk defa yarattığımız gibi, yapayalnız ve teker teker huzurumuza geldiniz. Ve size verdiğimiz şeyleri ardınızda bıraktınız. Hani, ortaklarınız olduğunu sandığınız şefaatçılarınızı da beraberinizde görmüyoruz. Andolsun ki; aranızdaki bağlar artık kopmuştur. Ortak sandıklarınız da sizden kaybolup gitmiştir. Facebook'ta Paylaş
95 Muhakkak ki Allah; taneyi ve çekirdeği yarandır. Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. Nasıl olup da yüz çeviriyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
96 Sabahı yarıp çıkarandır. Geceyi bir sükun, güneşi ve ayı da vakit ölçüsü kılmıştır. İşte bu; Aziz, Alim olanın takdiridir. Facebook'ta Paylaş
97 O´dur, yıldızları yaratmış olan, karanın ve denizin karanlıklarında onlarla yol bulasınız diye. Ayetlerimizi bilen bir kavim için uzun uzadıya açıkladık. Facebook'ta Paylaş
98 Ve O´dur; sizi bir tek nefisten yaratmış olan. Sonra bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Ayetlerimizi, anlayan bir kavim için uzun uzadıya açıkladık. Facebook'ta Paylaş
99 O´dur; gökten su indirmiş olan. Onunla her bitkiyi çıkardık. Ondan yeşillikler çıkardık. Ondan yığın yığın taneler, hurmaların tomurcuklarından sarkan salkımlar, birbirine hem benzeyen, hem benzemeyen üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler yapıp çıkarıyoruz. Meyvesine; bir meyve verdikleri zaman, bir de olgunlaştıkları zaman bakın. Şüphesiz ki bunlarda; iman eden bir kavim için ayetler vardır. Facebook'ta Paylaş
100 Cinnleri, Allah´a ortak koştılar. Halbuki onları, O yaratmıştır. Bilmeden O´na oğullar ve kızlar uydurdular. Haşa O, onların vasıflandırdıklarından yüce ve münezzehtir. Facebook'ta Paylaş
101 Gökleri ve yeri yoktan varedendir. O´nun nasıl çocuğu olabilir? O´nun bir eşi de yoktur. Ve herşeyi O yaratmıştır. O, her şeyi en iyi bilendir. Facebook'ta Paylaş
102 İşte Rabbınız olan Allah, O´ndan başka hiçbir tanrı yoktur. Her şeyin yaratanıdır. Ve O, her şeye de Vekil´dir. Facebook'ta Paylaş
103 Gözler; O´na erişemez. O ise, bütün gözlere erişir. Ve O; Latif, Habir´dir. Facebook'ta Paylaş
104 Doğrusu size, Rabbınızdan basiretler gelmiştir. Kim, onları görürse; kendi lehine, kim de körlük ederse; kendi aleyhinedir. Ve ben, sizin üzerinize bir bekçi değilim. Facebook'ta Paylaş
105 İşte Biz, ayetleri sana böylece türlü türlü açıklarız. Ta ki onlar; sen okumuşsun, desinler ve Biz onu bilen bir kavme besbelli edelim. Facebook'ta Paylaş
106 Rabbından sana vahyolunana uy. O´ndan başka tanrı yoktur. Müşriklerden yüz çevir. Facebook'ta Paylaş
107 Eğer Allah dileseydi; onlar şirk koşmazlardı. Hem Biz, seni onların başına bir bekçi yapmadık. Sen, onların üzerine bir vekil de değilsin. Facebook'ta Paylaş
108 Allah´tan başka yalvardıklarına sövmeyin ki; onlar da bilmeyerek, haddi aşıp Allah´a sövmesinler. İşte böylece bir ümmete yaptıklarını hoş gösterdik. Sonra dönüşleri Rabblarınadır. Artık O, kendilerine ne yapmakta olduklarını haber verir. Facebook'ta Paylaş
109 Onlar, bütün güçleriyle Allah´a yemin ettiler ki; eğer kendilerine bir ayet gelirse mutlaka ona inanacaklar. De ki: Ayetler; ancak Allah´ın nezdindedir. O, geldiği zaman da onların yine inanmayacaklarının farkında değil misiniz? Facebook'ta Paylaş
110 Biz, onların kalblerini ve gözlerini çeviririz de ona ilk defa iman etmedikleri gibi azgınlıkları içinde kör ve şaşkın bırakırız. Facebook'ta Paylaş
111 Eğer biz, onlara gerçekten melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi karşılarına toplasaydık, Allah dilemedikçe, onlar yine de inanacak değillerdi. Fakat onların çoğu bilmezler. Facebook'ta Paylaş
112 İşte böylece Biz, her peygambere insan ve cinn şeytanlarını düşman yaptık. Onlardan kimi, kimini aldatmak için cazip sözler fısıldarlar. Eğer Rabbın dileseydi; bunu yapamazlardı. Öyleyse onları iftiraları ile başbaşa bırak. Facebook'ta Paylaş
113 Bir de ahirete inanmayanların kalbleri ona meyletsin, ondan hoşlansınlar ve işlesinler diye. Facebook'ta Paylaş
114 Allah´tan başka bir hakem mi arayacak mışım? Halbuki O´dur; size, kitabı açık açık indirmiş olan. Kendilerine kitab verdiklerimiz bilirler ki; o Rabbın katından hak olarak indirilmiştir. Öyleyse sakın şüpheye düşenlerden olma. Facebook'ta Paylaş
115 Rabbının sözü; doğruluk ve adalet yönünden tam kemalindedir. O´nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O; Semi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
116 Eğer sen, yeryüzünde bulunanların çoğunluğuna uyarsan; seni Allah´ın yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zanna uyarlar ve yalnız yalan söyleyip dururlar. Facebook'ta Paylaş
117 Muhakkak ki Rabbın; yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O; hidayete ermiş olanları da en iyi bilendir. Facebook'ta Paylaş
118 Üzerine Allah´ın adı anılmış olanlardan yeyin, şayet O´nun ayetlerine inananlardan iseniz. Facebook'ta Paylaş
119 Size ne oluyor ki; üzerine Allah´ın adı anılan şeyden yemiyorsunuz? Halbuki darda kalmanızın dışında size haram olanları O, uzun uzadıya açıklamıştır. Doğrusu birçokları heva ve heveslerine uyarak bilmeden sapıtıyorlar. Şüphesiz ki haddi aşanları, en çok bilen Rabbındır. Facebook'ta Paylaş
120 Günahın açığını da, gizlisini de bırakın. Çünkü günah kazananlar; kazanmakta oldukları yüzünden cezalandırılacaklardır. Facebook'ta Paylaş
121 Üzerine Allah´ın adı anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu; bir fısktır. Doğrusu, şeytanlar sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına telkinde bulunurlar. Şayet onlara itaat ederseniz; şüphesiz ki siz de müşrikler olursunuz. Facebook'ta Paylaş
122 Ölü iken dirilttiğimiz ve insanlar arasında yürüyebileceği bir nur verdiğimiz kimse; karanlıklarda kalıp ondan çıkamayan kimse gibi midir hiç? İşte böyle, kafirlere işledikleri süslü gösterilmiştir. Facebook'ta Paylaş
123 Ve böylece her kasabada hile yapsınlar diye oranın ileri gelenlerini suçlular kıldık. Halbuki yalnız kendilerine hile yaparlar da farkına varmazlar. Facebook'ta Paylaş
124 Onlara bir ayet geldiği zaman; derler ki: Allah´ın peygamberlerine verilen bize de verilmedikçe asla iman etmeyiz. Allah, risaletini nereye vereceğini en iyi bilendir. Suç işleyenlere; yapageldikleri hilekarlık yüzünden Allah katında bir horluk ve şiddetli bir azab erişecektir. Facebook'ta Paylaş
125 Allah, kimi hidayete erdirmek isterse; onun kalbini İslam´a açar. Kimi de saptırmak isterse; onu da göğe doğru yükseliyormuş gibi kalbini daraltır, sıkar. Allah; iman etmeyenlerin üstüne, işte böylece murdarlık çökertir. Facebook'ta Paylaş
126 Ve işte budur, Rabbının dosdoğru yolu. Gerçekten Biz, ayetleri; aklını başına alıp düşünen bir kavim için uzun uzadıya açıkladık. Facebook'ta Paylaş
127 Rabbları katında selamet yurdu onlara aittir. İşlediklerinden ötürü Allah, onların dostudur. Facebook'ta Paylaş
128 O gün, onların hepsini toplar. Ey cinn topluluğu; insanlardan bir çoğunu yoldan çıkardınız ha? Onların dostları olan insanlar da diyecek ki: Rabbımız, kimimiz kimimizden faydalandık. Ve bizim için takdir ettiğin ecelimize ulaştık. Buyurur ki: Allah´ın diledikleri müstesna, devamlı kalmak üzere duracağınız yer, ateştir. Muhakkak ki Rabbın; Hakim´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
129 İşte böylece zalimlerden kimini kimine kazandıklarından ötürü musallat ederiz. Facebook'ta Paylaş
130 Ey cinn ve insan topluluğu; içinizden size ayetlerimi anlatan, bu gününüzün gelip çatmasından sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Derler ki; Ey Rabbımız, kendi hakkımızda şahidiz. Dünya hayatı onları aldattı da gerçek küfredenler olduklarına kendi aleyhlerinde şahidlik ettiler. Facebook'ta Paylaş
131 Bu; Rabbının, haberleri yokken, kasabalar halkını haksız yere helak edici olmadığından dolayıdır. Facebook'ta Paylaş
132 Her birinin işlediklerine karşılık dereceleri vardı. Ve Rabbın onların işlediklerinden gafil değildir. Facebook'ta Paylaş
133 Rabbın müstağni ve rahmet sahibidir. İsterse, sizi giderir ve arkanızdan yerinize dilediğini getirir. Nitekim sizi de başka bir kavmin soyundan getirmiştir. Facebook'ta Paylaş
134 Muhakkak size vaad olunan; yerine gelecektir. Siz, O´nu aciz kılacaklar değilsiniz. Facebook'ta Paylaş
135 De ki: Ey kavmim; elinizden geleni yapın, doğrusu ben de yapacağım. Dünya evinin sonunun kimin olacağını bileceksiniz. Şurası muhakkak ki zalimler; felah bulmazlar. Facebook'ta Paylaş
136 Onlar; Allah için, O´nun yarattığı ekin ve davarlardan bir pay ayırdılar ve kendi zanlarına göre; bu, Allah´ındır, bu da koştuğumuz ortaklarımızındır, dediler. Ortaklarına ait olanlar Allah´a ulaşamaz dı da, Allah´a ait olanlar ortaklarına giderdi. Ne kötüdür hükmedegeldikleri şeyler. Facebook'ta Paylaş
137 Ve böylece onların ortakları; ortak koşanlardan bir çoğunu helake sürüklemek, dinlerini karmakarışık etmek için; çocuklarını öldürmelerini hoş göstermiştir. Şayet Allah, dilemiş olsaydı; bunu yapamazlardı. Artık sen, onları uydurdukları o yalanları ile başbaşa bırak. Facebook'ta Paylaş
138 Onlar kendi zanlarınca; bu davarlar, bu ekinler haramdır, onları diledimizden başkası yiyemez. Bir takım hayvanların sırtları haramdır, dediler. Bir kısım hayvanların üzerine de O´na karşı iftira ederek; Allah´ın adını anmazlar. Allah; yapmakta oldukları iftiraları yüzünden onları cezalandıracaktır. Facebook'ta Paylaş
139 Bir de dediler ki: Şu davarların karınlarında bulunanlar, yalnız erkeklerimiz içindir, kadınlarımıza haram kılınmıştır. Ölü doğacak olursa; hepsi ona ortaktırlar. Allah, onların bu vasıflandırmalarının cezasını verecektir. Muhakkak ki O; Hakim´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
140 Bilgisizlikleri yüzünden; çocuklarını beyinsizce öldürenler ve Allah´ın kendilerine verdiği rızkı Allah´a iftira ederek haram sayanlar; gerçekten hüsrana uğramuşlardır. Onlar; şüphesiz sapıtmışlardır. Zaten hidayete erenlerden olmamışlardı. Facebook'ta Paylaş
141 Çardaklı ve çardaksız bağları, tatları değişik ekin ve hrumaları, zeytin ve narı, birbirine benzer ve benzemez şekilde yaratıp yetiştirmiş olan O´dur. Her biri mahsul verdiği zaman, mahsulünden yeyin, hasad edildiği gün de, hakkını verin ve israf etmeyin. Çünkü O; israf edenleri sevmez. Facebook'ta Paylaş
142 Hayvanları da yük taşıyacak ve kesim hayvanı olarak yaratan O´dur. Allah´ın size verdiği rızıktan yeyin. Şeytanın izlerinden gitmeyin. Çünkü o, sizin apaçık bir düşmanınızdır. Facebook'ta Paylaş
143 Sekiz çift; koyundan iki, keçiden iki. De ki: İki erkeği mi, iki dişiyi mi veya iki dişinin rahimlerinde bulunanları mı haram kıldı? Eğer sadıklardan iseniz; bana bilgiye dayanarak haber verin. Facebook'ta Paylaş
144 Deveden de iki, sığırdan da iki. De ki: İki erkeği mi, iki dişiyi mi veya iki dişinin rahimlerinde bulunanı mı haram kıldı? Yoksa Allah; size bunları buyururken, siz orada mı idiniz? İnsanları bilgisizce saptırmak için Allah´a karşı yalan uyduranlardan daha zalim kimdir? Muhakkak ki Allah; zalimler güruhunu hidayete erdirmez. Facebook'ta Paylaş
145 De ki: Bana vahyolunanlar arasında; haram dediklerinizi yiyecek kişiye murdar oldukları için; ölüden, dökülen kandan, domuz etinden -ki pistirve Allah´tan başkasının adına kesildişğinden dolayı fısk olandan başka haram olan bir şey bulamıyorum. İstememek ve haddi aşmamak üzere, kim de bunlardan yemeye mecbur kalırsa; muhakkak ki Rabbın, Gafur´dur, Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
146 Yahudi olanlara da bütün tırnaklıları haram kıldık. Sığır ve koyunun iç yağlarını da üzerlerine haram kıldık. Bunlardan sırtlarına ve bağırsaklarına yapışan ve kemiğe karışan müstesnadır. Biz, onları zulümlerinden dolayı cezaya çarptırdık. Biz, elbette sadıklarızdır. Facebook'ta Paylaş
147 Seni yalanlarlarsa; de ki: Rabbımız geniş rahmet sahibidir. O´nun gücü günahkarlar güruhundan döndürülemez. Facebook'ta Paylaş
148 Şirk koşanlar diyecekler ki: Eğer Allah dileseydi; biz de, atalarımız da şirk koşmazdık. Hiçbir şeyi haram da kılmazdık. Onlardan öncekiler de, Bizim gücümüzü tadana kadar böyle dediler. De ki: Bize karşı yanınızda ortaya koyabileceğiniz bir bilgi var mı? Siz, ancak zanna uyuyorsunuz ve siz, sadece yalanlar atıyorsunuz. Facebook'ta Paylaş
149 De ki: Üstün ve mükemmel hüccet Allah´ındır. Eğer O, dileseydi hepinizi birden hidayete kavuştururdu. Facebook'ta Paylaş
150 De ki: Muhakkak Allah, şunu haram kıldı diye, bildiğini söyleyecek şahidlerinizi getirin. Eğer onlar şahidlik ederlerse; sende onlarla beraber olup tasdik etme. Onlar Rabblarına başkalarını denk tutuyorlar. Facebook'ta Paylaş
151 De ki: Gelin, Rabbınızın size neleri haram kıldığını ben söyleyeyim; O´na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anaya-babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de onların da rızkını veren Biziz. Kötülüğün gizlisine de, açığına da yaklaşmayın. Hak ile olmadıkça, Allah´ın haram kıldığı bir cana kıymayın. İşte aklınızı başınıza alasınız diye size, bunları emretti. Facebook'ta Paylaş
152 Yetimin malına; erginlik çağına gelinceye kadar o en güzel olanından başka bir şekilde yaklaşmayın. Ölçüyü, tartıyı da tam ve doğru yapın. Biz kimseye, gücünün yettiğinden başkasını yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman da -akraba dahi olsa-adil olun. Allah´ın ahdini de yerine getirin. İşte iyice düşünesiniz diye size bunları emretti. Facebook'ta Paylaş
153 Ve şüphesiz ki bu; Benim dosdoğru yolumdur. Ona hemen uyun. Başka yollara uymayın ki; sonra sizi O´nun yolundan ayırır. İşte, sakınasınız diye size bunları emretti. Facebook'ta Paylaş
154 Sonra Biz, Musa´ya bir bütün halinde, her şeyi apaçık göstermek, hidayet ve rahmet olmak üzere o kitabı verdik. Belki Rabblarına kavuşacaklarına artık inanırlar. Facebook'ta Paylaş
155 İşte şu da indirdiğimiz kitabdır, mübarektir. Öyleyse ona uyun ve sakının ki merhamet olunasınız. Facebook'ta Paylaş
156 Demeyesiniz ki: Bizden önce kitab, yalnız iki topluluğa indi. Bizim ise onlarınkinden hiç haberimiz yok. Facebook'ta Paylaş
157 Veya demeyesiniz ki: Bize de o kitab indirilseydi; muhakkak ki onlardan daha fazla hidayete ererdik. İşte size, Rabbınızdan apaçık hüccet, hidayet ve rahmet gelmiştir. Artık Allah´ın ayetlerini yalanlayandan ve onlardan yüzçevirenden daha zalim kimdir? Biz, ayetlerimizden yüzçevirenleri bu yüzden azabın kötüsüyle cezalandıracağız. Facebook'ta Paylaş
158 Onlar; hala kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbının gelmesini veya Rabbının ayetlerinden birinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbının ayetleri geldiği gün; kişi daha önceden inanmamış veya imanından bir hayır kazanmamışsa; imanı, ona hiç fayda vermez. De ki: Bekleyin, doğrusu biz de bekleyenlerdeniz. Facebook'ta Paylaş
159 Dinlerini parça parça edenler, bölük bölük olanlar yok mu? Senin onlarla hiçbir alakan yoktur. Onların işi Allah´a kalmıştır. Sonra O, ne yapmakta idiklerini kendilerine haber verecektir. Facebook'ta Paylaş
160 Kim, bir iyilikle gelirse; ona, onun on katı vardır. Kim de bir kötülükle gelirse; o, ancak misliyle cezalandırılır. Ve onlara haksızlık edilmez. Facebook'ta Paylaş
161 De ki: Şüphesiz Rabbım, beni dosdoğru yola iletti. Hanif olan İbrahim´in dinine. Ve o, müşriklerden olmadı. Facebook'ta Paylaş
162 De ki: Muhakkak benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbı olan Allah içindir. Facebook'ta Paylaş
163 O´nun hiçbir ortağı yoktur. Ben, böylece emrolundum. Ve ben, müslümanların ilki. Facebook'ta Paylaş
164 De ki: Ben, Allah´tan başka bir Rabb mı arayacağım? Halbuki O; herşeyin Rabbıdır. Herkes ne kazanırsa kendine aittir. Yük yüklenen kimse, başkasının yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbınızadır. Artık O; size ayrılığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir. Facebook'ta Paylaş
165 Sizi, verdikleriyle denemek için yeryüzünün halifeleri yapan ve kiminizi kiminize derecelerle üstün kılan O´dur. Şüphe yok ki O; Gafur, Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş