ذَرْنِي وَمَنْ خَلَقْتُ وَحِيدًا |
ARAPÇA LATİN |
Zernî ve men halaktu vahîdâ(vahîden). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Beni, yarattığım kişiyle baş başa bırak. |
|
DİYANET VAKFI |
(11-14) Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için (nimetleri önüne) serdikçe serdiğim o kimseyi bana bırak! |
|
ELMALILI SADE |
Bana bırak temtek olarak yarattığım o herifi, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(9-12) İşte o gün çok çetin gündür. Kâfirlerin üzerlerine kolay değildir. Bırak bana o tek başına yarattığım şahsı. Ve onun üzerine uzunca boylu mal verdim. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Şu adamın işini bana bırak ki, kendisini yarattığımda yapayalnızdı. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Bırak beni ve yarattığımı yapayalnız. |
|
İBN-İ KESİR |
Bırak Beni ve yarattıklarımı tek başına. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Bırakın onu bana, Ben onu tek olarak yarattım. |
|
BEKİR SADAK |
(11-14) Tek olarak yaratip kendisine bol bol mal, cevresinde bulunan ogullar verdigim ve nimeteri yaydikca yaydigim o kimseyi Bana birak. |
|
CELAL YILDIRIM |
(11-12-13-14) (Ey Peygamber!) Beni, o tek başına yarattığım, kendisine geniş çapta mal ve göz önünde duran çocuklar verdiğim; imkânları hazırlayıp döşediğim adamla başbaşa bırak. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(11-12-13-14) Bir tek (ya´nî nev´i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Mal ve evlâdsız olarak) tek başına yarattığım o kâfiri (Velid İbni Muğîre’yi) bana bırak. |
|
ALİ BULAÇ |
Kendisini tek olarak (ve yapayalnız) yarattığım (şu adam)ı Bana bırak; |
|