بَلْ يُرِيدُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ أَنْ يُؤْتَىٰ صُحُفًا مُنَشَّرَةً |
ARAPÇA LATİN |
Bel yurîdu kullumriin minhum en yu’tâ suhufen muneşşereh (muneşşereten). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Hatta onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor. |
|
DİYANET VAKFI |
Daha doğrusu onlardan her biri, kendisine, (önünde) açılmış sahifeler (ilâhî vahiy) verilmesini istiyor. |
|
ELMALILI SADE |
Yok! Onlardan her kişi kendisine ayrı sahifelerle tezkireler (ihtarnameler) dağıtılmasını istiyor. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(50-52) Sanki onlar, arslanlardan ürkerek firar etmiş yaban eşekleridir. Yok, onlardan her biri diler ki kendisine neşredilmiş sahifeler verilmiş olsun. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Aslında bunların her biri, kendisine okunmaya hazır kutsal sayfalar inmesini istiyor. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Hayır, onların herbiri, ister ki apaçık sahîfeler verilsin onlara. |
|
İBN-İ KESİR |
Hayır, onlardan her biri, önüne açılıvermiş sahifeler verilmesini ister. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Hayır; onlardan her biri, kendisine açılmış sahifelerin verilmesini ister. |
|
BEKİR SADAK |
Hayir; her biri onune acilivermis sahifeler verilmesini ister. |
|
CELAL YILDIRIM |
Hayır, onlardan her kişi kendisine açık sâhifeler verilmesini isterler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Evet, onlardan herkişi kendisine neşredilecek sahîfeler verilmesini ister. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Doğrusu, onlardan her biri (Allah tarafından) kendisine okuyacak olduğu ayrı kitablar dağıtılmasını istiyor, (ki orada peygambere iman etmek gerektiğine dair Allah’ın emrini bulsun). |
|
ALİ BULAÇ |
Hayır; her biri, kendisine açılmış sahifelerin verilmesini ister. |
|