كَلَّا ۖ بَلْ لَا يَخَافُونَ الْآخِرَةَ |
ARAPÇA LATİN |
Kellâ, bel lâ yuhâfûnel âhıreh(âhıreten). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Hayır, hayır! Onlar ahiretten korkmuyorlar. |
|
DİYANET VAKFI |
Hayır! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar. |
|
ELMALILI SADE |
Hayır! Doğrusu ahiretten korkmuyorlar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Hayır. Doğrusu (onlar) ahiretten korkmazlar. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Hayır, hayır! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Hayır, öyle değil, onlar, âhiretten korkmazlar. |
|
İBN-İ KESİR |
Hayır, doğrusu onlar, ahiretten korkmuyorlar. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Hayır, onlar hiç şüphesiz ahiretten korkmuyorlar. |
|
BEKİR SADAK |
Hayir; daha dogrusu ahiretten korkmazlar. |
|
CELAL YILDIRIM |
Hayır, onlar Âhiret´ten korkmazlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Hayır (bu isteyişleri boşdur). Daha doğrusu onlar âhiretden korkmazlar. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Hayır, (onlara bu istedikleri verilmez), hakikat şu ki, onlar ahiretten korkmazlar. |
|
ALİ BULAÇ |
Hayır; onlar şüphesiz ahiretten korkmuyorlar. |
|