وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْجِبَالِ فَقُلْ يَنْسِفُهَا رَبِّي نَسْفًا |
ARAPÇA LATİN |
Ve yes’elûneke anil cibâli fe kul yensifuhâ rabbî nesfâ(nesfen). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(Ey Muhammed!) Sana dağların (kıyamet günündeki) hâlini soruyorlar. De ki: “Rabbim onları toz edip savuracak.” |
|
DİYANET VAKFI |
(Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. |
|
ELMALILI SADE |
Bir de sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: «Rabbim, onları un ufak edip savuracak! |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve sana dağlardan sorarlar. Binaenaleyh de ki: «Onları Rabbim darmadağın edip savuracaktır.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ey Muhammed, sana dağlara ilişkin soru sorarlar. De ki; Rabb´im onları ufalayıp havada savurur. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
O gün dağlar ne olur diye soruyorlar sana; de ki: Rabbim onları un ufak eder, kuma döndürür de savurur. |
|
İBN-İ KESİR |
Ve sana dağlardan sorarlar. De ki: Rabbım, onları ufalayıp savuracak. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: «Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak.» |
|
BEKİR SADAK |
(105-10) 8 Sana daglari sorarlar; de ki: «Rabbim onlari ufalayap savuracak, yerlerini duz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne cukur, ne tumsek goreceksin. O gun, hicbir tarafa sapmadan bir davetciye uyarlar. Sesler Rahman´in heybetinden kisilmistir; ancak bir fisilti isitirsin.» |
|
CELAL YILDIRIM |
(105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Sana dağları (n kıyamet günündeki haalini) sorarlar. De ki: «Rabbim onları ufalayıb savuracak». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Ey Rasûlüm), sana dağların kıyâmetteki halini sorarlar(sa), de ki: “- Rabbim onları ufalayıp savuracak. |
|
ALİ BULAÇ |
Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak" |
|