فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا |
ARAPÇA LATİN |
Fe elhemehâ fucûrehâ ve takvâhâ. |
|
DİYANET İŞLERİ |
(7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. |
|
DİYANET VAKFI |
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir. |
|
ELMALILI SADE |
sonra da ona bozukluğunu ve korunmasını ilham edene ki, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Sonra da ona günahını ve takvâsını ilham etmiş olana (andolsun ki), |
|
FİZİLALİL KURAN |
Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene andolsun ki, |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Derken ona kötülüğünü de, çekinmesini de ilham etmiştir. |
|
İBN-İ KESİR |
Sonra da ona, hem kötülüğü hem de takvayı ilham edene, |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). |
|
BEKİR SADAK |
Sonra da ona iyilik ve kotuluk kabiliyeti verene and olsun ki: |
|
CELAL YILDIRIM |
Sonra da ona fenalıklarını ve (bunlardan) sakınmasını ilham edene yemîn olsun ki, |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
sonra da ona hem kötülüğü, hem (ondan) sakınmayı ilham edene ki, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Sonra da o nefse, isyanını ve itaatını öğretene ki, |
|
ALİ BULAÇ |
Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). |
|