إِنِّي وَجَدْتُ امْرَأَةً تَمْلِكُهُمْ وَأُوتِيَتْ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ وَلَهَا عَرْشٌ عَظِيمٌ |
ARAPÇA LATİN |
İnnî vecedtumreeten temlikuhum ve ûtiyet min kulli şey’in ve lehâ arşun azîm(azîmun). |
|
DİYANET İŞLERİ |
“Ben, onlara (Sebe halkına) hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadın gördüm.” |
|
DİYANET VAKFI |
Gerçekten, onlara (Sebe´lilere) hükümdarlık eden, kendisine her şey verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadınla karşılaştım. |
|
ELMALILI SADE |
Çünkü ben, orada onlara hükümdarlık eden, kendisine herşey verilmiş, yüce bir tahtı olan bir kadın buldum. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
«Muhakkak ki ben, bir kadın buldum ki onlara hükümdarlık ediyor ve kendisine her şeyden verilmiş ve onun için pek büyük bir taht da var.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ben o yörenin halkını yöneten bir kadınla karşılaştım. Allah ona her şeyi vermiş, görkemli bir tahtı var. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Orada, onlara bir kadının hükümdâr olduğunu gördüm ve kendisine her şey verilmiş ve bir de çok büyük tahtı var. |
|
İBN-İ KESİR |
Ora halkına hükmeden, her şeyden kendisine bolca verilmiş olan ve büyük bir tahta sahip bir kadın buldum. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
«Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki, ona her şeyden (bolca) verilmiştir ve büyük bir tahtı var.» |
|
BEKİR SADAK |
(22-26) Cok gecmeden Hudhud gelip Suleyman´a: «Senin bilmedigin bir seyi ogrendim. Sana Sebe´den dogru bir haber getirdim. Ora halkina hukmeden, herseyden kendisine bolca verilen ve buyuk bir tahta sahip olan bir kadin buldum; onun ve milletinin Allah´i birakip gunese secde ettiklerini grdum. Gklerde ve yerde gizli olanlari ortaya koyan, gizlediginiz ve acikladiginiz seyleri bilen Allah´a secde etmemeleri icin seytan, kendilerine, yaptiklarini guzel gstermis, onlari dogru yoldan alikoymustur. Bunun icin, dogru yolu bulamazlar. O cok buyuk arsin sahibi olan Allah´tan baska tanri yoktur» dedi. SÙ |
|
CELAL YILDIRIM |
Şüphen olmasın ki ben, ülkesi halkına hükmeden ve (bu hususta gereken ne ise) kendisine her şeyden (bir pay) verilen, aynı zamanda büyük bir tahtı bulunan bir kadına rastladım. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Hakıykat, orada bir kadını onlara hükümdarlık eder buldum. Kendisine her şey verilmişdir. Onun bir de çok büyük bir tahtı var». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Gerçekten ben bir kadın buldum, Sebe’ halkına padişahlık yapıyor, kendisine (padişahların muhtaç olduğu) her şey verilmiş. Muhteşem bir tahtı da var. |
|
ALİ BULAÇ |
"Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki, ona herşeyden (bolca) verilmiştir ve büyük bir tahtı var." |
|