إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ |
ARAPÇA LATİN |
İnnel muttekîne fî cennâtin ve uyûnin. |
|
DİYANET İŞLERİ |
(15-16) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi. |
|
DİYANET VAKFI |
(15-16) Şüphesiz ki Allah´a isyandan sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı. |
|
ELMALILI SADE |
Şüphesiz ki, takva sahipleri, cennetlerde pınar başlarındadırlar, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Şüphe yok ki, muttakî olanlar cennetlerde ve pınarlarda. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Doğrusu Allah´a karşı gelmekten sakınanlar, cennetlerde, pınar başlarındadırlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerdedir, pınar başlarında. |
|
İBN-İ KESİR |
Muhakkak ki muttakiler; cennetlerde ve çeşmelerdedirler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Şüphesiz muttaki olanlar, cennetlerde ve pınarlardadırlar; |
|
BEKİR SADAK |
(15-16) Dogrusu, Allah´a karsi gelmekten sakinanlar, Rablerinin kendilerine verdigini almis olarak bahcelerde ve pinar baslarindadirlar. Cunku onlar, bundan once iyi davrananlardi. |
|
CELAL YILDIRIM |
Şüphesiz ki muttakîler (=Allah´tan saygı ile korkup fenalıklardan sakınan mü´minler) Cennetlerde ve pınarlar başındadırlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(15-16) Şübhesiz ki (fenâlıkdan) sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği (sevabı) ahz (-ü kabul) etmiş (ve bundan raazî olmuş) olarak, cennetlerde, pınarlar (ın başların) dadırlar. Çünkü onlar bundan evvel iyi amel (ve hareket) edenlerdi. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Gerçekten takvâ sahibleri, cennetlerde pınar başlarındadır. |
|
ALİ BULAÇ |
Şüphesiz muttaki olanlar, cennetlerde ve pınarlardadırlar; |
|