|
Zariyat Suresi
|
AYET NO |
MEAL |
1 |
(1-6) Tozdurup savuranlara, yükünü yüklenenlere, kolayca süzülenlere, işi ayıranlara andolsun ki, size vâdedilen, kesinlikle doğrudur ve ceza mutlaka vuku bulacaktır. |
|
2 |
(1-6) Tozdurup savuranlara, yükünü yüklenenlere, kolayca süzülenlere, işi ayıranlara andolsun ki, size vâdedilen, kesinlikle doğrudur ve ceza mutlaka vuku bulacaktır. |
|
3 |
(1-6) Tozdurup savuranlara, yükünü yüklenenlere, kolayca süzülenlere, işi ayıranlara andolsun ki, size vâdedilen, kesinlikle doğrudur ve ceza mutlaka vuku bulacaktır. |
|
4 |
(1-6) Tozdurup savuranlara, yükünü yüklenenlere, kolayca süzülenlere, işi ayıranlara andolsun ki, size vâdedilen, kesinlikle doğrudur ve ceza mutlaka vuku bulacaktır. |
|
5 |
(1-6) Tozdurup savuranlara, yükünü yüklenenlere, kolayca süzülenlere, işi ayıranlara andolsun ki, size vâdedilen, kesinlikle doğrudur ve ceza mutlaka vuku bulacaktır. |
|
6 |
(1-6) Tozdurup savuranlara, yükünü yüklenenlere, kolayca süzülenlere, işi ayıranlara andolsun ki, size vâdedilen, kesinlikle doğrudur ve ceza mutlaka vuku bulacaktır. |
|
7 |
(7-9) İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur´an´dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez). |
|
8 |
(7-9) İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur´an´dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez). |
|
9 |
(7-9) İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur´an´dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez). |
|
10 |
Kahrolsun o koyu yalancılar! |
|
11 |
Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir. |
|
12 |
Ceza gününün ne zaman olduğunu sorarlar. |
|
13 |
O gün onlar ateşe sokulacaklardır. |
|
14 |
Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir.) |
|
15 |
(15-16) Şüphesiz ki Allah´a isyandan sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı. |
|
16 |
(15-16) Şüphesiz ki Allah´a isyandan sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı. |
|
17 |
Geceleri pek az uyurlardı. |
|
18 |
Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi. |
|
19 |
Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı. |
|
20 |
Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır. |
|
21 |
Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz? |
|
22 |
Semada da rızkınız ve size vâdedilen başka şeyler vardır. |
|
23 |
Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir. |
|
24 |
İbrahim´in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.) |
|
25 |
Onlar İbrahim´in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, «Bunlar, yabancılar» demişti. |
|
26 |
Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş, |
|
27 |
Onların önüne koyup «Yemez misiniz?» demişti. |
|
28 |
Derken onlardan korkmaya başladı. «Korkma» dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler. |
|
29 |
Karısı çığlık atarak geldi. Elini yüzüne çarparak: «Ben kısır bir kocakarıyım!» dedi. |
|
30 |
Onlar: «Bu böyledir. Rabbin söylemiştir. O, hikmet sahibidir, bilendir» dediler. |
|
31 |
(İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi. |
|
32 |
«Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik.» |
|
33 |
«Üzerlerine çamurdan taş yağdırmaya (geldik).» |
|
34 |
(Bu taşlar,) aşırı gidenler için Rabbinin katında işaretlenmiş (taşlardır). |
|
35 |
Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık. |
|
36 |
Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık. |
|
37 |
Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık. |
|
38 |
Musa´da da (ibretler vardır). Onu apaçık bir delil ile Firavun´a göndermiştik. |
|
39 |
Firavun ordusuyla birlikte yüz çevirmiş: «O, bir büyücüdür veya bir delidir» demişti. |
|
40 |
Nihayet onu da ordularını da yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu. |
|
41 |
Âd kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik. |
|
42 |
Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu. |
|
43 |
Semûd kavminde de (ibretler vardır). Onlara: Bir süreye kadar faydalanın, denmişti. |
|
44 |
Rablerinin emrine karşı geldiler. Bu yüzden, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıverdi. |
|
45 |
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı. |
|
46 |
Bunlardan önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplum idiler. |
|
47 |
Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz. |
|
48 |
Yeri de döşedik. (Bak) ne güzel döşeyiciyiz! |
|
49 |
Her şeyden de çift çift yarattık ki, düşünüp öğüt alasınız. |
|
50 |
O halde Allah´a koşun. Çünkü ben, size O´nun katından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım. |
|
51 |
Allah ile beraber başka bir tanrı edinmeyin. Zira ben size O´nun tarafından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım. |
|
52 |
İşte böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiğinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler. |
|
53 |
Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Doğrusu onlar azgın bir topluluktur. |
|
54 |
Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin. |
|
55 |
Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir. |
|
56 |
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. |
|
57 |
Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum. |
|
58 |
Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah´tır. |
|
59 |
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler! |
|
60 |
Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline! |
|