فَقَرَّبَهُ إِلَيْهِمْ قَالَ أَلَا تَأْكُلُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe karrebehû ileyhim kâle e lâ te’kulûn(te’kulûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onu önlerine koydu. “Yemez misiniz?” dedi. |
|
DİYANET VAKFI |
Onların önüne koyup «Yemez misiniz?» demişti. |
|
ELMALILI SADE |
Onu yakınlarına koyarak: «Yemeğe buyurmaz mısınız?» dedi. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Bunu onlara yaklaştırdı. Dedi ki: «Yemez misiniz?» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onu, önlerine yaklaştırdı «Yemez misiniz?» dedi. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Onların önüne koymuştu da yemez misiniz demişti. |
|
İBN-İ KESİR |
Onlara yaklaştırıp; yemez misiniz? demişti. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Derken onlara yaklaştırıp (önlerine sürdü); «Yemez misiniz?» dedi. |
|
BEKİR SADAK |
(26-27) Hemen ailesine giderek semiz bir buzagi getirmis, onlarin onune surup: «Yemez misiniz?» demisti. |
|
CELAL YILDIRIM |
Onlara yaklaştırıp, «buyrun yemez misiniz ?» dedi. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Bunu onlara yaklaşdırdı. «Yemez misiniz?» dedi. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Onu (yemek olarak) önlerine koydu. “-Yemeğe buyurmaz mısınız?” dedi. (Yemeğinden misafirlerin yemediğini görünce): |
|
ALİ BULAÇ |
Derken onlara yaklaştırıp (ikram etti); "Yemez misiniz?" dedi. |
|