فَمَا اسْتَطَاعُوا مِنْ قِيَامٍ وَمَا كَانُوا مُنْتَصِرِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe mestetâû min kıyâmin ve mâ kânû muntesirîne. |
|
DİYANET İŞLERİ |
Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti, ne de başkasından yardım görebildiler. |
|
DİYANET VAKFI |
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı. |
|
ELMALILI SADE |
O vakit bir kalkınmaya da güç yetiremediler bir yardım da görmediler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(45-47) Artık bir kalkınmaya da güç yetiremediler ve yardım görücüler de olmadılar. Nûh kavmini de evvelce (helâk ettik). Şüphe yok ki, onlar fâsıklar olan bir kavim olmuşlardı. Ve göğü bir kuvvetle bina ettik ve şüphe yok ki, biz elbette kâdirleriz. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Derken ne ayakta durmıya güçleri kalmıştı, ne de bir yardım görmüşlerdi. |
|
İBN-İ KESİR |
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım da görmemişlerdi. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne de yardım bulabildiler. |
|
BEKİR SADAK |
Ayaga kalkacak gucleri kalmadi, yardim da gormediler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Artık ayağa kalkmaya güç getiremediler, yardım da göremediler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
İşte (bu sebeble) ayakda durmıya güç yetiremediler, yardım edenleri de olmadı. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
O vakit (bu azabdan kurtulub) kalkmağa güç yetiremediler, bir yardım da görmediler. |
|
ALİ BULAÇ |
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne yardım bulabildiler. |
|