فَلَا أُقْسِمُ بِالشَّفَقِ |
ARAPÇA LATİN |
Fe lâ uksimu biş şefak(şefakı). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Yemin ederim şafağa, |
|
DİYANET VAKFI |
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz. |
|
ELMALILI SADE |
Şimdi yemin ederim, o şafağa, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Artık kasem ederim şafaka. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Akşamın alaca karanlığına, |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Andolsun gün battıktan sonraki kızıllığa. |
|
İBN-İ KESİR |
And ederim o şafağa; |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Yoo, şafak vaktine yemin ederim, |
|
BEKİR SADAK |
Aksamin alaca karanligina and olsun; |
|
CELAL YILDIRIM |
Hayır, şafak´a (Güneş battıktan sonra ufukta beliren kızıllık veya ondan bir süre sonra beliren sarılık) yemin ederim. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Demek (hakıykat onun zannetdiği gibi değildir). Andederim o şafaka. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Artık kasem ederim şafak’a, |
|
ALİ BULAÇ |
Yoo, şafak-vaktine yemin ederim, |
|