إِنَّ هَٰذَا كَانَ لَكُمْ جَزَاءً وَكَانَ سَعْيُكُمْ مَشْكُورًا |
ARAPÇA LATİN |
İnne hâzâ kâne lekum cezâen ve kâne sa’yukum meşkûrâ(meşkûren). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onlara şöyle denecektir: “Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür.” |
|
DİYANET VAKFI |
(Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur. |
|
ELMALILI SADE |
İşte bu, sizin bir mükafatınızdı, çalışmanız mükafat ile karşılandı. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(21-22) Onların üzerlerinde ince ve kalın dîbadan yeşil esvap vardır. Ve gümüşten bilezikler ile bezetilmişlerdir ve onlara Rabbleri de gâyet temiz bir şurup içirmiştir. Şüphe yok ki, bu sizin için bir mükâfaat olmuştur ve sizin çalışmanız teşekküre layık bulunmuştur. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bütün bunlar iyiliklerinizin karşılığıdır, çabalarınız, hoşnutluğumuzu kazanmıştır. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Şüphe yok ki bu, size bir mükâfattır ve çalışmanız, makbûldür. |
|
İBN-İ KESİR |
İşte bu, sizin işlediklerinize karşılık oldu. Sa´yiniz meşkur olmuştur. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafattır. Sizin çaba harcamanız da şükre değer (meşkur/makbul) görülmüştür. |
|
BEKİR SADAK |
«ste bu sizin islediklerinizin karsiligidir, calismalariniz sukre deger» denir. * |
|
CELAL YILDIRIM |
Şüphesiz ki, bu sizin için bir mükâfattır; çalışıp çabalamanız şükre lâyık görülmüştür. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Bütün) bu (ni´metler) şübhe yok ki sizin için bir mükâfatdır. Sa´yimz meşkûr olmuşdur. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Cennetliklere şöyle denir): İşte bu, sizin mükâfatınızdır. Ameliniz makbul olmuştur. |
|
ALİ BULAÇ |
Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafaattır. Sizin çaba-harcamanız şükre değer (meşkur:makbul) görülmüştür. |
|