فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe laktehamel akabete. |
|
DİYANET İŞLERİ |
Fakat o, sarp yokuşa atılmadı. |
|
DİYANET VAKFI |
(11-16) Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır. |
|
ELMALILI SADE |
Fakat o sarp yokuşa göğüs veremedi. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(10-12) Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik. Fakat o, o sarp yokuşu geçemedi. O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne şey bildirdi? |
|
FİZİLALİL KURAN |
Fakat o zor geçidi aşmaya girişmedi. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Derken dayanmadı o yokuşa. |
|
İBN-İ KESİR |
Ama o, sarp yokuşu aşmaya girişemedi. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi. |
|
BEKİR SADAK |
Ama o, zor gecidi asmaya girisemedi. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ama o sarp geçidi geçmeye katlanmadı. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Fakat o, sarp yokuşa saldıramadı. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Fakat o, çetin işe atılmadı, (kendisine verilen bunca nimetlere şükretmedi). |
|
ALİ BULAÇ |
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi. |
|