فَخَسَفْنَا بِهِ وَبِدَارِهِ الْأَرْضَ فَمَا كَانَ لَهُ مِنْ فِئَةٍ يَنْصُرُونَهُ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَمَا كَانَ مِنَ الْمُنْتَصِرِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe hasefnâ bihî ve bidârihil arda fe mâ kâne lehu min fietin yensurûnehu min dûnillâhi ve mâ kâne minel muntasırîn(muntasırîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık. Allah’a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu. Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi! |
|
DİYANET VAKFI |
Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah´a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi. |
|
ELMALILI SADE |
Derken Biz onu, hem de sarayı ile birlikte yerin dibine geçirdik. O zaman Allah´a karşı yardımına gelecek taraftarları da olmadı kendisini kurtaracaklardan da değildi. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Derken onu konağı ile beraber yere geçirdik. Ve ona Allah´dan başka yardım eder bir cemaat bulunmadı ve kendisine yardım edeceklerden olmadı. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Sonunda biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah´a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Kendi kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Derken onu da, sarayını da yere geçirdik, Allah´tan başka ona yardım edecek bir topluluğa sâhip değildi ve kendisinin de kendisine bir yardımı dokunamadı. |
|
İBN-İ KESİR |
Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah´a karşı kendisine yardım edebilecek kimsesi de yoktu. Bizzat kendisini koruyabileceklerden de değildi. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah´a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi. |
|
BEKİR SADAK |
Sonunda, onu da, sarayini da yerin dibine gecirdik. Allah´a karsi ona yardim edebilecek kimsesi de yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de degildi. |
|
CELAL YILDIRIM |
Biz Karun´u da, evini de yere geçirdik. Allah´a karşı ona yardımda bulunacak çevresi de olmadı. O da (bu durumda) kendine yardım edip savunabilenlerden değildi. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Nihayet biz onu da, sarayını da yere geçiriverdik. Artık Allaha karşı kendisine yardım edecek hiçbir cemâati da yokdu onun. Bizzat kendisini müdâfaa edebileceklerden de değildi o. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Nihayet Karûn’u, hem de sarayı ile yere geçirdik. Artık Allah’a karşı kendisine yardım edecek bir cemaatı yoktu onun. Allah’ın azabından kendini kurtarıcılardan da olmadı. |
|
ALİ BULAÇ |
Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah´a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi. |
|