وَإِذَا رَأَى الَّذِينَ ظَلَمُوا الْعَذَابَ فَلَا يُخَفَّفُ عَنْهُمْ وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve izâ raellezîne zalemûl azâbe fe lâ yuhaffefuanhum ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
O zalimler, azabı gördükleri zaman artık onlardan azap hafifletilmez ve kendilerine mühlet de verilmez. |
|
DİYANET VAKFI |
O zulmedenler azabı gördüklerinde, artık onlardan azap hafifletilmez, onlara mühlet de verilmez. |
|
ELMALILI SADE |
O zulmedenler, azabı gördükleri zaman, artık ne azaptan hafifletilecek, ne de kendilerine mühlet verilecek |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve zulmedenler azabı görünce artık onlardan hafifletilmiş olmayacaktır. Ve kendilerine mühlet verilmiş de olmayacaklardır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Zalimler, azapla yüzyüze geldiklerinde, artık ne azapları hafifletilir ve ne de kendilerine mühlet verilir. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Zulmedenler azâbı görmeye başladılar mı hafifletilmez azapları ve mühlet de verilmez onlara. |
|
İBN-İ KESİR |
O zalimler azabı görünce; onlardan ne hafifletilir, ne de mühlet verilir. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
O zulmedenler, azabı gördüklerinde, ne (azab) onlara hafifletilecek, ne de onlara süre tanınacak. |
|
BEKİR SADAK |
Zulmedenler, azap gorurlerken azablari hafifletilmez de geciktirilmez de. |
|
CELAL YILDIRIM |
O zulmedenler azabı görünce, ne onlardan azâb hafifletilecek, ne de kendilerine mühlet verilecek. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
O zaalimler (cehennem) azabı (nı) görünce (yalvarıb yakaracaklar. Fakat) o (azâb) kendilerinden hafifletilmeyeceği gibi onlara mühlet de verilmeyecekdir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
O zalimler (kâfirler) cehennem azabını görünce, artık bu azab kendilerinden ne hafifletilecek, ne de onlara mühlet verilecek. |
|
ALİ BULAÇ |
O zulmedenler, azabı gördüklerinde, onlara ne (azap) hafifletilecek, ne süre tanınacak. |
|