إِلَّا الَّذِينَ صَبَرُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَٰئِكَ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ |
ARAPÇA LATİN |
İllellezîne saberû ve amilûs sâlihât(sâlihâti), ûlâike lehum magfiretun ve ecrun kebîr(kebîrun). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Ancak sabredip salih amel işleyenler böyle değildir. İşte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. |
|
DİYANET VAKFI |
Ancak (musibetlere) sabredip güzel iş yapanlar böyle değildir. İşte onlar için bir bağış ve bir büyük mükâfat vardır. |
|
ELMALILI SADE |
Ancak her iki durumda da sabredip güzel güzel işler yapanlar başka; işte onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Sabredenler ve sâlih amellerde bulunanlar ise müstesna. İşte onlar var ya. Onlar için mağfiret ve pek büyük bir mükâfaat vardır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Yalnız sıkıntılı günlerde sabreden ve iyi ameller işleyenler bu iki kategorinin dışındadırlar; onları bağışlanma ve büyük ödül bekliyor. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ancak sabredenler ve iyi işlerde bulunanlar müstesnadır. Öyle kişilerdir onlar ki onların hakkıdır yarlıganmak ve büyük bir ecir ve mükafat. |
|
İBN-İ KESİR |
Sadece sabredip de güzel ameller işleyenlere; işte onlara mağfiret ve büyük ecir vardır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Sabredenler ve salih amellerde bulunanlar başka. İşte, bağışlanma ve büyük ecir bunlarındır. |
|
BEKİR SADAK |
Bunlarin disinda, sabredip iyi isler isleyen kimseler, iste onlara magfiret ve buyuk ecir vardir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ancak sabredip güzel-yararlı amellerde bulunanlar böyle değildirler. İşte bunlara bağışlanma ve büyük mükâfat vardır. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Derdlere, sıkıntılara) göğüs gerib de güzel güzel amel (ve hareketler) de bulunanlar böyle değil. (Günâhlarını) yarlığamak ve büyük mükâfat işte bunlar, bunlar içindir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Ancak her iki halde de sabredip sâlih amelleri işliyenler müstesnadır. İşte, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir sevap vardır. |
|
ALİ BULAÇ |
Sabredenler ve salih amellerde bulunanlar başka. İşte, bağışlanma ve büyük ecir bunlarındır. |
|