فَقَدْ كَذَّبُوا فَسَيَأْتِيهِمْ أَنْبَاءُ مَا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe kad kezzebû fe seye’tîhim enbâu mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onlar (Allah’ın âyetlerini) yalanladılar, fakat alay edegeldikleri şeylerin haberleri başlarına gelecek. |
|
DİYANET VAKFI |
Üstelik (ona) «yalandır» derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir. |
|
ELMALILI SADE |
Evet, yalanlamaktalar; fakat onlara alay edip durdukları şeyin dehşet veren haberleri gelecektir. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Muhakkak ki, tekzîp ettiler. Artık kendisiyle istihzâda bulundukları şeyin haberleri kendilerine yakında gelecektir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlar yalanladılar. Fakat, alay konusu ettikleri gerçeklerin somut olayları ile yakında yüzyüze geleceklerdir. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Gerçekten de yalanladılar, artık yakında alay ettikleri şeyin haberleri gelip çatacak onlara. |
|
İBN-İ KESİR |
Onlar, gerçekten yalanladılar. Ama alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine yakında gelecektir. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Gerçekten yalanladılar; fakat, alay konusu edinmekte oldukları şeyin haberi kendilerine pek yakında gelecektir. |
|
BEKİR SADAK |
Evet, yalanladilar; alay edip durduklari seylerin haberleri kendilerine ulasacaktir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Cidden (onu) yalanladılar. Alaya aldıkları hususların haberi kendilerine gelecektir. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Şimdi (kat´î suretde) tekzîb etdiler. (Fakat) istihza edegeldikleri (hakıykatların mühim) haberleri yakında onlara gelecekdir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Onlar, ısrarla Peygamberi ve Kur’an’ı yalanladılar. Fakat o istihza ettikleri Kur’an’ın dehşetli (azab) haberi kendilerine yakında gelecektir. (Bedir savaşında veya kıyamette perişan olacaklardır). |
|
ALİ BULAÇ |
Gerçekten yalanladılar; fakat, alay konusu yaptıkları şeyin haberi kendilerine pek yakında gelecektir. |
|